Batı İnsan Haklarının Neyi Olur
Son yarım asırdır, İslam diyarında; savaş, işgal, katliam, sömürü ve talan sürgit devam etmektedir. Bu da yetmez gibi, şimdi ülkeleri insanlardan boşaltmak için sistematik bir tehcir uygulamaktadırlar. Tüm bu zulümlerin faili elbette batıdır. Başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere, Rusya, Çin vb. ülkeler… Şimdi bunlara yeni birisi daha katılıyor ki, Hindistan…
Ama bu konuda da her zamanki kalleşlik ve kahpeliklerine yenilerini eklemektedir. Şimdi hem işgal, sömürü ve talan ettikleri, savaşın çarkları arasında ezdikleri insanları tehcire mecbur ediyorlar, hem de kapılarını sıkı sıkı kapatarak, perişan ediyorlar. Yani insanların ya savaşın kan denizinde, ya ege denizinde boğulmasını istiyorlar
Şu Yunanistan sınırında yaşanan insanlık dışı muamelelere bakınız. Çoğunluğu kadın ve çocuk olan, mazlum insanlara bunlar reva mı? On yıldır tatmadıkları zulüm kalmayan bu insanlara yapılanların binde biri batılı insanlara karşı yapılsa, batı yine böyle üç maymunu oynar mıydı? BM yine böyle sessiz kalır mıydı?
Dünyanın bir ucunda, karaya vuran bir balina için harekete geçen sözüm ona hayvan severler nerede? Ağaçların dallarına sıkışan bir kedi, ayağı kırılan bir köpek için medyayı birbirine katan kokanalar, söz konusu mazlum Müslümanlar olunca neden sus pus? Gerek yerel, gerekse küresel bazdaki insan hakları savunucularından neden ses yok? İdlib’de, Suriye’de, Yemen’de, Irak’ta, Filistin’de, Hindistan’da insanlık nerede?
Yıllardır insan haklarını hamiliği ve edebiyatını yapan batılı baronlar, uluslararası mültecilik hukukunu bilmezle mi? Onca edebiyatını yaptıkları insan haklarını hiç okumazlar mı? Bakınız mültecilerle ilgili haklar ve uluslararası anlaşmalardan sadece birkaç paragraf mazlumların haklarını nasıl da tescilliyor. Tabi haklar, satırlarda kalmasa…
MÜLTECİ KİMDİR?
BM 1951 Sözleşmesi’nin 1A maddesinin Mültecilerin Statüsüne istinaden, mülteci: “ırkı, dini, uyruğu, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için, vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve o ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yahut uyruğu yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu zulüm korkusu nedeniyle dönmek istemeyen kişilerdir.”
MÜLTECİLERİ KİM KORUR?
BMMYK, 1951 Sözleşmesi ve onun 1967 Protokolü’nün koruyucusu olarak hizmet vermektedir. Sözleşmeyi imzalayan Devletler ’den, Sözleşme’de tanımlandığı şekliyle mülteci haklarına saygı gösterilmesini ve bu hakların korunmasını güvence altına alma konusunda, BMMYK ile işbirliği yapmaları beklenmektedir. Bu haklar:
- Zulüm veya zulüm tehdidi olan bir yere geri gönderilmeme hakkı (Geri göndermeme ilkesi)
- Koruma sağlanması aşamasında ayrımcılığa uğramama hakkı;
- Zulümden kaçan bireylerin, kendi ülkelerinden çıkışlarının ve diğer ülkelere girişlerinin normal (yasal) yollardan yapılmış olması beklenilemeyeceğinden, sığınma talebinde bulunulan ülkeye yasadışı giriş yapılması veya yasadışı kalınmasından dolayı ceza almama hakkı;
- Ulusal güvenliği veya kamu düzenini korumak için özel olarak belirtilmiş istisnai durumlar haricinde, sınır dışı edilmeme hakkı.
- Kabul edilebilir, minimum şartlarda yaşama hakkı ve bunun kapsamı içine giren diğer haklar: hareket özgürlüğü, eğitim hakkı, gelir getirici bir iş veya serbest meslek hakkı, kamu yardımı ve sağlık hizmetlerine erişim, mülk alıp satma imkânı ve seyahat ve kimlik belgeleri edinme hakkı.
- Sözleşmeyi imzalayan Devletler’den aynı zamanda, vatandaşlık elde etmenin önündeki yasal ve idari engelleri azaltarak mültecilerin vatandaşlığa daha kolay erişmelerini sağlamaları ve etkin bir şekilde mültecilerin aileleriyle tekrar bir araya gelmelerini desteklemeleri beklenir.
Tüm bu olan bitenler, batının iki değil, çok yüzlü olduğunu bir daha ortaya koymaktadır. Şu halde, batıdan bahsederken, bundan böyle “Muasır medeniyet” vb. güzellemeler yapmaktan vaz geçelim. “Vahşi batı”nın şerrinden uzaklaşıp kendi değerlerimizle yolumuza devam edelim. Bizim değerlerimiz, bize de, batıya da, tüm dünyaya da yeter. Subhaneke… Bihamdike… Esteğfiruke…
Muhammed Özkılınç