Cemaatsel Çalışmak 3
Ali İmran suresinin daha önce paylaştığımız (103-104) iki ayeti, birlik beraberliği / cemaat olmayı emrediyordu. Cemaat olup ümmet ruhuyla hareket etmediğimiz takdirde, cahiliye dönemindeki gibi, ateşten çukurlara mahkûm olacağımızı ihtar ediyordu. Sonra 2. 3. 4. Kez tekrarla, birlikte iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma görevini yüklüyordu. Kurtuluşun böylece mümkün olduğunu vurguluyordu. Şimdi Allah (cc) ın kelamı Kur’an’a bir de genel bakalım.
Kur’an’ı Kerim de neredeyse tüm emir ve yasaklar, çoğul olarak ifade edilir. Bunun çok az istisnası vardır. Çünkü İslam sosyal bir dindir ve tabiatıyla sosyal olan insana gönderilmiştir. İnsan nasıl ki yalnız yaşayamaz, insana gönderilen dini İslam da yalnız yaşanamaz. İşte bu sebeple tüm emir ve yasaklar çoğul kipiyle gönderilmişti. Bazı örnekler:
- “O kitap (Kur’an); onda asla şüphe yoktur. O, muttakiler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.” (Bakara 2/2-3)
Bu ayetlerde Kur’an’ın müttekiler, için hidayet kaynağı olduğu anlatılmaktadır. Müttekiler bu ayette, gayba iman edenler, namaz kılanlar ve infakta bulunanlar olarak vasıflandırılıyor. Ancak bu her üç vasıf da çoğul olarak ifade ediliyor.
- “Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin, rükû edenlerle beraber rükû edin.” (Bakara 2/43) bu ayette birlik, beraberlik vurgusu daha da net. Bunun gibi Kur’an’ı Kerimde yüzlerce ayet aynı vurguyu yapar. Örnek olarak bakınız: (Bakara; 45, 83, 110, 153, 177, 238, 277, Nisa; 43, 77, 103, 162, Maide 55, Enfal 3, Tevbe;5, 11, 71 ve daha nice ayetler…)
- “Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.” (Bakara 2/183) bu ayeti kerimede, müminlere oruç tutmak emrediliyor. Bu emir de yine çoğul kipiyledir.
- “Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim’in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur’an’da) size “Müslümanlar” adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır!” (Hac 22/78) Bu ayeti kerimede başta cihad olmak üzere, birçok ibadet çoğul olarak ifade edilmektedir. “…müşrikler nasıl sizinle topyekûn savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekûn savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten) sakınanlarla beraberdir.” (Tevbe 9/36)
Görüldüğü üzere burada da toplu halde, birlik beraberlik içerisinde Allah (cc) yolunda savaşmak emrediliyor. Kâfirlerin de bize karşı top yekûn savaştıklarına dikkat çekilerek, düşmana karşı muzaffer olmanın güç birliğiyle mümkün olduğuna dikkat çekilmektedir. Ne ki buna sarahaten ifade eden nice ayetler var. “Kâfir olanlar da birbirlerinin dostları/yardımcılarıdır. Eğer siz onu (bir beraber olmayı) yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur.” (Enfal 8/73) işte bu ayeti kerime de yüzlerce ayetten sadece bir tanesidir.
Allah (cc) ın sevgisine mazhar olmak, bir ve beraber olmayı gerektirir. Hem de kurşundan dökülmüşçesine birbirimize kenetlenerek… “Doğrusu Allah, kendi uğrunda, kenetlenmiş bir duvar gibi, saf halinde çarpışanları sever.” (Saf 61/4) ayağa kalkmak ve düşmüş olan ümmeti ayağa kaldırmak yine bir ve beraber olmayı gerektirir. Bura da sadece çoğul olarak vazedilen emirlerden örnek verdik. Yasaklar da aşağı yukarı aynı minvalde hep çoğul nidalarla, “Ey iman edenler!” “Ey insanlar” vb. ifadelerle vazedilir. Kısacası İslam sosyal olan insana gönderilmiş sosyal bir dindir. Yalnız yaşanamaz ve yaşatılamaz. Bu da birlik beraberlik, yani cemaat olmayı gerektirir. Selam… Dua…
Muhammed Özkılınç