Depremi Önceden Tespit

Malumdur ki depremin önceden tespit edilmesi, binlerce hayat kurtarır. Bu sebeple de birçok dünya ülkeleri konunun teknolojik yönü üzerinde çalışmalar yapmaktadırlar. Ancak asırlardır devam eden çabalara rağmen, bu konuda pek de bir mesafe kat edilmiş değildir. Rivayetlere göre, Japonya 10 saniye öncesini tespit etmiş durumdadır.
Ama önceden beri birçok hayvanların deprem öncesinde çok farklı davranışlar sergilediğine çok kimse şahit olmuştur. O halde bir yandan teknolojik imkânlarla depremi önceden tespit üzerinde çalışırken, diğer yandan neden hayvanlar üzerinden tespit üzerinde çalışmayalım. Ya da çalışmalar var da bizim mi haberimiz yok.
Konuyla ilgili kurumlar, gerekli merkezlerde deprem tespit istasyonları kurarak istifade edilecek yeteri miktarda hayvan türlerini, gözlem altında tutarak bir sonuca varabilirler. Bu hayvanların olağanüstü davranışları, ayrıca teknolojik cihazlar ve alarm sistemleriyle zamanında tespit edilerek bölge insanları sirenlerle uyarılabilir. İşte bu konuda gözlemleri olan sosyal medyada isimsiz bir vatandaşın tespitleri… Doğrusu bu vatandaşın tespit edilip gereğinin yapılması gerekir. İşte o sözler:
“Hayatım boyunca doğanın, doğadaki canlıların ve insanların davranışlarını izledim. Doğanın sözünü dinledim.
İlk görebileceğiniz alarm. KARINCALAR
Depremden önce toprak ısınır ve toprak içinde yaşayan tüm canlılar, başta karıncalar, topraktan alabildiğince uzağa gitmeye çalışırlar. Bu sebeple depremden 1 gün önce apartmanların 13. 14. katlarını dahi aniden karınca basar. Çünkü karıncalar, depremle altüst olacak topraktan alabildiğince uzağa gitmeye çalışırlar.
İkinci alarm MARTILARI
Martıları takip edin. Martılar, depremden bir kaç gün önce denizden hepsi uzaklaşıp çatılara konuyorlar. Aç susuz hiç bir şey yemeden çatılarda hiç kıpırdamadan sessizce bir kaç gün tüneyip duruyorlar. Daha da garibi, hepsinin gagası deprem olacak yöne dönük hipnoz olmuş gibi bakıyorlar.
Depreme 1 (bir) saat kala, deliler gibi inanılmaz yüksek sesle çığlıklar atarak, hep birlikte aynı anda çatılardan havalanıyorlar. 5 dk. Evlerin üstünde bağıra bağıra uçuyorlar. Adeta ÇIKIN ÇIKIN EVLERDEN DİYE BAĞIRIYORLAR. Ama fark eden yok. Her zamanki martı çığlıkları diye gökyüzüne bakan yok.
Binlerce martı, çatılardan hep birlikte havalandıktan 5 dk. sonra toplu halde uçarak gökyüzünde bir girdap, adeta dev bir hortum oluşturup uçmaya devam ediyorlar. Martıların sürekli dönerek oluşturduğu yerden gökyüzüne uzanan uzun bir hortum. Öyle büyük hortum ki uzunluğu 200 metreyi geçiyor.
Bu hareketleri ile depreme 1 saatten az kaldığını anlıyorum. Bu helezonik uçuşu gördükten 45 dakika veya 1 saat sonra deprem başlıyor. Bu süre de deprem başlamadan önce evden eşyalarını alıp dışarı çıkmaya yetiyor. Bu girdap hareketlerini gördüğünüzde, yüzde yüz deprem geleceğinden emin olarak evlerden tüm yakınlarınıza güvenli bir alana çıkmalarını söyleyin.
Ben İstanbul ve Düzce depreminde, buna dikkat ederek defalarca artçılar dâhil, sokağa emniyetli alana bebeklerimi, annemi ve eşyalarımızı çıkardım. Arabamıza bindik sallanmaya başladık. Bu tecrübeyi defalarca yaşadım. Her depremi ve artçı depremleri bu şekilde anlayıp dışarı çıktık.
Evet deprem bilimciler, fay hareketini ve depremin ne zaman olacağını bilemiyor olabilirler. Ancak hayvanlar, deprem hattında oluşan ve bizlerin duymadığı sesleri günler öncesinden duyuyorlar. Özellikle MARTILAR.
Bildiklerimi anlatmak boynumun borcu olarak hissettiğim için yazdım. Bir şey daha; tüm bunların ışığında, biz büyük İstanbul depremine 12 saat kala İstanbul’dan ayrılmıştık. O cehennemi rabbim bize yaşatmadı çok şükür… Tüm insanlık için yazma gereği duydum.” Depremde vefat edenlere Mevla’dan gani gani rahmet, yaralılara acil ve hayırlı şifalar, yakınlarına sabırlar dilerim. Milletimizin başı sağ olsun. Baki Allah (cc)
Not: Bu satırları yazan kardeşimle tanışıp konuşmak istiyorum. Bilen varsa malumat bekliyorum. irtibat@muhammedozkilinc.com
Muhammed Özkılınç