Hacı ve Umrecilere Tavsiyeler 2
- Hava alanına uçuş saatinden en az 3 saat önce belirtilen yere gelmeli ve işlemlerimizi gecikmeden yaptırmalıyız
- Rehberimizle mutlaka irtibata geçmeliyiz. Yurt dışı çıkış harcını hemen yatırmalı, dekontları muhafaza etmeliyiz. Hava alanında rehberimiz tarafından dağıtılacak pasaport, kimlik kartlarımız, uçak biletlerimiz ve pasaport içindeki diğer evraklarımızı, gidip dönünceye kadar mutlaka el çantamızda muhafaza etmeliyiz. (Aksi takdirde yolculuğumuza engel çıkacaktır.)
- Valizlerimizi rehberlerimizin bilgileri dâhilinde uçağımıza vermeliyiz. Gidiş ve dönüşlerde eşyalarımızı alırken tamam olmasına dikkat etmeli, bavul veya kolilerimize belirgin bir şekilde şahsi bilgilerimizi yazıp sağlamca yapıştırmalıyız. Eşyamızı rahat tanımamızı sağlayacak işaretler iliştirmek daha iyi olur.
- Rehberlerimiz tarafından yapılan bilgilendirme toplantılarına eksiksiz katılmalı, otel otobüs vb yerlere asılan ilanları takip ederek gerekli bilgilerden haberdar olalım. Bazen aynı renkteki farklı bir otobüse binmek değişik zorluklara sebebiyet verebilir.
- Hava alanında ihrama girerken (kadınlar hariç) iç çamaşırları ve çoraplar dâhil tüm dikişli elbiselerimizi çıkarıp, ihram örtülerimize bürünmeliyiz.
- Her yolculuk öncesi mutlaka tuvalet ihtiyacımızı giderip abdestlerimizi tazeleyelim. Gidiş ve dönüşlerde kafilemizle beraber topluca hareket edelim. Ayrı hareket etme durumunda görevlilere bilgi verelim.
- İhrama girdikten sonra ihram yasaklarını unutmayıp, İhramlıya yakışan bir tavırla hareket etmeliyiz. İhram yasaklarına dikkat etmeliyiz. Ayrıca harem bölgesinde ihramlı değilken bile bazı yasakların devam ettiğini unutmayalım.
- Tüm iniş ve binişlerde bizi ve arkadaşlarımızı üzecek aceleci ve sabırsız davranışlardan kaçınmalı, arkadaşlarımızla iyi geçinmeli ve memleketlerimize döndükten sonra da imkân elverdiğince arkadaşlıklarımızı geliştirerek devam ettirmeliyiz.
- Bu yolculuğun, her dakikasıyla ibadet olduğunu unutmayalım. Ayrıca diğer yolculuklardan farklı zahmetleri de olacağını bilerek her zaman sabrı kuşanalım. Her dakikasını Kur’an, dua, zikir, tefekkür, nasihatleşme vb. ibadetlerle değerlendirelim.
- Kusurlu ve hatalı insanları göreceğiz, onları affedelim, ibret alalım ve uygun şekilde uyaralım. İş tartışmaya dönüşürse susup tartışmayı bitirelim. Oturulacak yer, bagaj yeri, yemek, klima, yatak, zemzem, sıra bekleme vs birçok konularda olası tartışma ve uygunsuz davranışlardan uzak duralım.
- Hafif yemekler tercih edelim ve az yemeye ve çok ibadete bakalım. Çünkü bu günün bizim için nimet olduğunu yarının da meçhul olduğunu unutmayalım.
- Mekke ve Medine’de sık sık boy abdesti alalım. Bu, hem sağlığımız hem de ibadetlerimizin sevabı için faydalı alacaktır.
- Bizi tanıtıcı kimlik, otel adres kartı ve evrakımızı mutlaka ama mutlaka yanımızdan hiç eksik etmemeliyiz. Paramızı emniyet edeceğimiz bir yere yatırmalı ve iyice muhafaza etmeliyiz. Gitmeden önce az bir miktar yanımıza riyal almalıyız.
- Tavaf ve say esnasında ve özellikle Hacer’ül Esvet’i öpebilmek için başkalarını incitmeyelim. Özellikle yaşlı ve rahatsız olanların haceri esved izdihamından sakınıp istilamla yetinmeleri daha iyi olur. Genç olanlar usulüne uygun olarak Haceri Evsed’i öpebilirler.
- Medine’de Peygamberimizi ziyaret saatlerinin kadınlar için sabah 07.00 -11.00, öğleden sonra 14.30 – 15.30 arası akşam da 21.00 – 23.00 arası olduğunu bilelim.
- Gidiş ve dönüşlerde yanımıza lüzumsuz eşya almayalım. Uçakta 30 kg. dan fazla eşya için ücret alınmaktadır. Ayrıca kendimize fazladan zahmet vermiş oluruz.
- Gittiğimiz gibi değil, “Annemizden doğduğumuz gün gibi günahsız olarak dönmeye” gayret edelim. Zemzem, hurma vs eşyadan çok daha önemli ve öncelikli olarak, hac veya umrenin ruh ve şuuruyla dönelim. Bundan sonraki hayatımız farkı olmalı. Hayatımızı Kur’an ve Sünnete göre programlamada bundan böyle daha dikkatli olmalıyız.
Sonuç olarak hac veya umreyi turistik gezi gibi değil, çok özel bir ibadet olarak değerlendirelim. Öyle ki; Beytullah’ta âlemlerin Rabbinin kendi evinde ona misafir olduğunuzu idrak edelim. Resulullah (sav) ın ifade ettiği ihsanı yani biz onu görmesek de onun mutlaka bizi gördüğünü hissederek nüsuklarımızı/vecibelerimizi yerine getirelim. Ravzada ise Resulullah (sav) a bizzat kendi evinde ona misafir olduğumuzu tefekkür ederek bulunalım. Bizzat Resulü Zişan (sav) ın huzurunda olduğumuzu hissedelim.
Ayrıca bu hac veya umreden sonra yeniden bu diyarlara gelemeyebilirim. Bu geliş son gelişim olabilir diyerek, oralarda bulunmanın her dakikasını en güzel bir şekilde değerlendirelim. İşte bu şuur olmadığındandır ki nice insanların, nice zamanlarını heder ettiklerini görüyoruz. Çarşı sokak dolaşıp gezmek… Otellerde uyuyup pineklemek… Kendi memleketinde olduğu gibi televizyon seyretmeye cömertçe zaman ayırmak… Oturup dakikalarca malayani sayılabilecek dedikodu, hatta geyik muhabbetleri yapmak vs… Evet… Misafire ikram etmek ev sahibinin borcudur. Allah (cc) tan daha cömert, İn’am ve ihsanı ondan daha bol bir ev sahibi hâşâ olamaz. Ancak o ihsanı hak edebilmek için de kulluk makamında olup, O’na (cc) kemal-ı hürmet, ta’zim, tebcil ile huşu, hudur ve tazarru ile yakarmak gerek. Allah (cc) cümlemize tekrar tekrar bu doyumsuz ibadetleri nasip eylesin. Amin!.. Sübhaneke… Bihamdike… Vesteğfiruke…
Muhammed Özkılınç