Haşhaşi FETÖ Tehlikesi
21. yüzyılın haşhaşilik hareketi olan FETÖ ihanet şebekesinin darbe girişiminin üzerinden, dört yıl geçti. Hala şebekenin kriptolarına operasyonlar yapılıyor ve temizlenmeye devam ediyorlar. Bu esnada kurunun yanında yaşın da yandığı oluyor elbette. Çünkü bu çağdaş haşhaşi örgütü, küresel derin güçlerin tüm imkân, kabiliyet, tecrübe ve sinsiliklerinin hepsinden birden faydalanıyor. “Haçlı Siyonist ittifakı” “Küresel derin güçler” “Dinli dinsiz örgütler” “Loca ve mahfiller” “Tapınak şövalyeleri” kısaca küfrün, nifakın, ihanetin, hıyanetin her tonu burada buluşmuş.
Bu sebepledir ki, bu haşhaşi örgüt, tehlikeli olmaya devam ediyor. Evet dişleri söküldü, ama dişleri olmadan çenesiyle de ısırmaya çalışıyor. Bunların pişman olmayanları, mahkemelere getirilirken, birer kahraman (!) gibi başları dik olarak poz vermeye devam ediyorlar. Pişman olanlarından da emin olmak mümkün değil. Çünkü bunlarda münafıklık ve takiyenin, her türlüsü mevcut. Gelecekte yeniden aynı ihanete aday yığınla hainlere çatı olmaya devam ediyor.
FETÖ küresel derin güçlerin çok basit bir maşasıdır. Büyük ihtimalle de GLADYO diye tabir edilen sinsi örgütün, sadece bir şubesidir. Dolayısıyla küresel derin güçlerin; kolay kolay bu münbit haşhaşi üreten bataklıktan vazgeçmeleri beklenemez. ABD AB vd. karanlık odaklar, sunulan tırlar dolusu delillere rağmen, haşhaşibaşı ve onun A takımı olan üst düzey haşhaşileri koruyup kollamaya devam ediyorlar.
Kendi ülkelerinde her yıl, polisin bir dur ihtarına uymayan binlerce insanı öldürüyorlar. Ama bizim ülkemize karşı darbe girişiminde bulunmuş, ülkenin can damarı sayılacak nice stratejik noktalara uçaklar, toplar, tanklarla bombardıman yapmış olanlar hainleri adaletli bir şekilde yargılamamıza bile müdahale ediyorlar. Kendi ülkelerinde aynı darbe girişimiyle yüzlerce ölü ve binlerce yaralı olsaydı, acaba katil sürüsü hainlere nasıl davranırlardı. “İnsan hakları” “Özgür basın ve gazeteci hakları” diyerek yine kıyameti koparırlar mıydı?
Unutmayalım ki, düşman çok uzun vadeli planlar yapıyor. Ürettikleri nice böylesi cürüm çetelerini yıllarca uykuda tutarak, vakti geldiğinde en etkin bir şekilde kullanıyorlar. Şu an Libya’nın başına bela olan “Hafter” isimli maşa, kendi ülkesinde kara listeye girince, ABD onu kendi ülkesinde CIA denetiminde korumaya almış. İşte vakti gelince de tepe tepe kullanmaktadır. İşgal sonra Irakta kurulan Şii devlet, benzeri satılmış hainlerce kurduruldu. Devlet başkanı Nuri Maliki ve kabinesindeki 16 Bakan da aynı şekilde İngiltere, ABD vd. batılı ülkelerde yetiştirilip yedekte tutulan hainlerden oluşuyordu.
Belli dönemlerde Osmanlı şehzadeleri, paşaları ve nice elitlerin çocuklarından da devşirilip kendi vatanı aleyhinde kullanılan çok şahsiyetler vardır. Diyeceğim o ki FETÖ içerde de dışarda da varlığını devam ettiriyor. Mağdur rolü ve dini duyguları istismarla nice temiz insanları da kendi cenahına çekmeyi başarmaktadır. Özellikle sol cenahtan İslam düşmanı nice STK Medya kuruluşlar vb. karanlık odaklar, zaten onlarla işbirliği içindedirler.
Buna bir de, kendi vatanına karşı kin ve nefreti katlanmış ve bilenmiş olarak hapisten çıkacak olanları eklediğimiz zaman, tehlikenin boyutunu varın siz hesap edin. Dolayısıyla böylesi büyük tehlikelere karşı daha etkin bazı tedbirler düşünülemez mi? Özellikle haşhaşileşmiş, düşmanın kurşun askeri aline gelmiş kalabalıkları, bir müddet besleyip sonra salıvermek, daha dehşet bir tehlikeyi barındırmıyor mu?
Daha açık konuşacak olursak, batı kaynaklı ceza hukukunu gözden geçirmeliyiz diyorum. ABD nin kendisinde ve birçok batı ülkesinde halen devam eden idam cezası, neden bizde kaldırıldı. Darbeden hemen sonra gündeme gelen; gerekirse idam cezasını yeniden uygulamaya başlama konusu, sonra rafa kalkıverdi. Oysa “Vatana ihanet” suçu idamlık olmayacaksa başka hangi suç idamlık olur ki. En azından bundan böyle kimsenin bir daha darbe vb. ihanetlere cesaret etmemesi için, idam cezası gündeme gelmelidir.
Evet, biz ülke olarak bir ve beraber olduğumuz zaman, düşmanın her defasında zelil olacaktır. Ancak şunu da bilelim ki, FETÖ gibi ihanet şebekeleri, birlik beraberliğimizi zedeleyecek hamleleri de ihmal etmeyeceklerdir. Çünkü düşman, birlik beraberlik gücünün etkisini iyi bilmektedir. İşte dini duyguları istismar ve münafıklıkta usta olan fetövari ihanet şebekeleriyle birliğimizi hedef almaları çok zor olmayacaktır. Yani diyeceğim o ki, bu haşhaşi güruh, ilerde değişik şekillerde başımızı ağrıtmaya devam edeceğe benziyor. İdam da dâhil, daha caydırıcı cezalar üzerinde durmak gerekiyor. Aksi halde beslenip salınacak haşhaşi ordusu daha da tehlikeli olabilir. Subhaneke… Bihamdike… Esteğfiruke…
Muhammed Özkılınç