İran Ezberleri Bozulmalı 2
Suriye’de bir insanlık dramı yaşanıyor. Filistin’de Yahudi’nin, Myanmar’da Budist’in, Afganistan’da haçlının, Keşmir’de Hindu’nun, kısaca hiçbir yerde hiç bir kâfirin yapmadığını, Suriye’de; İran, Irak, Lübnan ve Suriyeli Şiiler ibadet aşkıyla yapmaya devam ediyorlar. Hem de tüm dünyanın gözü önünde. Yıllardır Kerbela edebiyatıyla, “İslam kardeşliği” “ümmet birliği” ve sözde ABD karşıtlığı görüntüsüyle nice gençlerimizi aldatan Şia, Suriye’deki onca Kerbela facialarını neden yaşatıyor? Ne yaman çelişki… Nasıl bir kalleşlik ve ikiyüzlülük… Ne derin bir kin, nefret, garez…
Şia Irakta, Afganistan’da ve daha birçok kapı arkasında İsrail ve ABD ile işbirliği halindedir. Şimdi henüz anlıyoruz ki bu işbirliği, ittifak halen devam ediyor. Son ırak seçimlerinde aslında İran’a karşı olan ırak ittifakı seçimi kazanmıştı. Ancak ABD vd. batılı güçler allem ettiler kullem ettiler başkanlığı Nuri Maliki’ye verdiler.
Şia’yla batılı güçler arasında Afganistan’da aynı kirli ittifaklar, ta ilk Rus Afgan savaşından beri vardı ve halen de devam ediyor. İşte bir gariplik daha; Şia Irak’ta ABD ve diğer batılılarla, Suriye’de ise tam karşı blok olan Rusya, Çin ve kuzey Kore’yle sarmaş dolaş… (gerçi doğu batı fark etmez. Tüm bu bloklar İslam ümmetine karşı birliktirler. Küfür tek millettir.) Çok yüzlülük Şia’nın genlerinde var. Bu da takiyye geleneğinden gelmektedir. Bunu anlıyorum da Şia’nın bunca zikzaklar, zıtlıklar, ihanetler, hıyanetler ve ikiyüzlülüklerini görmeyen veya görmek istemeyenleri anlayamıyorum.
Şia’nın ustaca manevralarla, ekranlarda, medyada İslam ümmetinin yegâne hamisi, tüm İslam düşmanlarının da çetin bir hasmı rollerini oynarken, saman altından nasılda ittifaklarına devam ettiğine birkaç örnek daha.
İsrailli silah şirketleri, İsrail Savunma Bakanlığı’nın onayı ile 1980-1993 yılları arasında İran’a yüz milyonlarca dolarlık silah ve modern askeri techizat satmıştır. İsrail ile İran arasındaki yoğun silah ticareti, Humeyni döneminde İran-Irak savaşının ardından başlamış ve bu durum karşısında ABD başkanı Bill Clinton İran’a karşı bir dizi yaptırım uygulama kararı almıştı.
Amerika’nın ünlü gazetelerinden Los Angeles Times’da kaleme alınan bir habere göre Haziran 1986’da İsveçli bir işadamı İsrail’in İran’a patlayıcı satışı için aracılık yapmıştı. Eylül 1986’da ise Amerikan haber ajanslarından biri olan United Press International’ın haberine göre Danimarka Denizciler Birliği Sendikası başkan yardımcısı ve sözcüsü Henrik Berlau yaptığı açıklamada Danimarkalı bir geminin 3.600 tonluk silahı İsrail’in Eliat limanından İran’ın Bandar Abbas limanına taşındığını bildirdi. Berlau ellerinde belgeler, kayıtlar ve olaya tanık olan denizcilerin var olduğunu ve bu silahların ABD yapımı olduğunu bildirdi.
İsrailli silah şirketleri, İsrail Savunma Bakanlığı’nın onayı ile 1980-1993 yılları arasında İran’a yüz milyonlarca dolarlık silah ve modern askeri techizat satmıştır. İsrail ile İran arasındaki yoğun silah ticaretinin, Humeyni döneminde İran-Irak savaşının ardından başlamış ve 1997 yılına kadar sürmüştür. Hürriyet, 15.11.1987
. EIR dergisi Eylül 1985 sayısında İsrail-İran ilişkileri üzerine diplomatik kaynaklara dayanarak yayınladığı bilgilere göre İsrail, Humeyni yönetimindeki İran’ın en büyük silah tedarikçisidir.
ABD-İran ilişkilerinde, İran açısından pragmatik unsurların ağır bastığı en çarpıcı örneği İran asıllı akademisyen Ruhullah Ramazani vermektedir: Irak-İran Savaşı’nda Lübnan’daki ABD’li esirlerin serbest bırakılmasına yardım eden İran’ın bunun karşılığında ABD’den ve İsrail’den yaptığı silah alımlarının oluşturduğu kaydedilmiştir. İran’da olayın açığa çıkmasından sonra, Danışma Meclisi’nde konunun araştırılması gündeme getirilmesine rağmen, Humeyni’nin bizzat müdahalesiyle bu talep bastırılmıştır. (Rouhollah. K. Ramazani, İdeology and Pragmatism in Iran’s Foreign Policy, Middle East Journal, Vol. 58, No. 4, Autumn 2004, s. 556.)
İzak Rabin Ekim 1987’de yaptığı basın açıklamasında İran’ın İsrail’in en iyi dostu olduğunu vurguluyordu. Humeyni’nin 1989’da ölümünden sonra dönemde Araplar’ın ortak tehdit olarak gördüğü İsrail İran ile ittifaklığını devam ettirdi.
Daily Register Journal – June 20, 1986
Amerika’nın ünlü siyasi dergilerinden “Washington Report” dergisinde Jane Hunter’ın 1986 yılında kaleme aldığı yazısında İran ile İsrail arasındaki silah satışı hakkında Hunter şunları yazmaktadır: 1980 yılında Irak-İran savaşı başladığında İran temsilcileri ile İsrail savunma bakanı yardımcısı silah satışı için Paris’te bir araya geldiler. Karşılıklı anlaşmada İran, İran’da yaşayan Yahudilerin İsrail’e göç etmesine izin verecek buna karşılık İsrail’de Chieftain tanklarını ve ABD yapımı F-4 Fantom uçaklarını ve yedek parçalarını İran’a satacaktı. İsrailli silah şirketi İran’ın ödemelerini geciktirmesi üzerine bu özel anlaşma 1984’de son buldu. (…)
Yaacov Nimrodi 24 Temmuz 1984 tarihinde Lüxemburg radyosunda yaptığı bir açıklamada İran Savunma Bakanı yardımcısı ve üst düzey istihbarat subayı olan Rıfat Esad ile Zürih’te görüştüğünü bildirdi. Rıfad Esad Suriye devlet başkanı Hafız Esad’ında kardeşidir. Bu görüşmelerde İsrail’den İran’a Suriye ve Türkiye üzerinden günde 40 kamyon dolusu silah gönderilmesi için bir anlaşmaya varıldığını bildirdi. 15 Eylül 1985 İran’dan İspanya’nın Malaga şehrine gitmekte olan DC-8 kargo uçağı Tel Avive acil iniş yaptı. Araştırma sonucunda bir Miami firmasının Brüksel merkezli şirketin ABD Hawk füzelerini İran’a taşıdığı ortaya çıktı. Şirketin kayıtlı bir A Boeing 707 uçağın Malaga üzerinden İran ve İsrail arasında 1250 adet Tow füzesi taşıyordu. (…) Avraham Bar-Am İsrail’in ABD yapımı 2.6 milyar dolarlık silahı İran’a sattığını bildirmektedir. Jane Hunter, Israeli Arms Sales to Iran, Washington Report on Middle East Affairs, November 1986, p. 2. Suriye insan mezbahası, Şianın iç yüzünü ortaya çıkardı. Her dem islam kardeşliği, ümmet birliği vb edebiyatlar yapan şia’nın aslında her renkten islam düşmanlarıyla, her tür işbirliği ve ittifaklara devam etmektedir…
Muhammed Özkılınç