Mücahitler Neden Müteahhit Oldu

Zerreden küreye tüm kâinatı yoktan var eden Allah (cc) insanı da yoktan var edendir. Maddi manevi sahip olduğu her şeyi de ona ikram eden odur. Yaratan elbette bizi bizden iyi bilendir. Dolayısıyla bizim dünya ve dünyalıklara olan zaafımızı da en iyi bilendir. Esasen bu vb. zaaflar, imtihan gerçeğinin de gereğidir.
Bizi bu fani âleme imtihan için gönderen Allah (cc) bizim imtihanı kazanmamız için de gerekli tüm uyarıları yapmıştır. Dünya ve içindekilerin geçiciliği ebedi olan ahiretin önemi. Cenneti, cehennemi birçok detaylarıyla anlatması da yine biz kullarına olan merhametinin delilidir.
“Ey insanlar! Haberiniz olsun ki, Allah’ın vaadi muhakkak haktır. Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o aldatıcı şeytan sizi, Allah hakkında da aldatmasın.” (Fatır 5) “Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı.” (Ankebut/64) “Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir. Bu, tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azab; Allah’tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir.” (Hadid/20)
Bu konuda yüzlerce hadisten bahsedilebilir. Ancak bir hadis var ki, çok çarpıcıdır. Ebu Hureyre (ra) der ki: “Hz Peygamber (sav)’in şöyle dediğini duydum:
“İsrail oğullarından abraş (alaca derili), kel ve kör üç kişi vardı. Allah bu üç kişiyi imtihan etmek istedi. Kendilerine bir melek gönderdi. Melek abraşa geldi ve: “Hangi şey sana daha sevimlidir?” dedi. Abraş: “Güzel renk, güzel deri ve halkın benden iğrendiği abraşlığın benden giderilmesi” dedi. Melek onun vücudunu sıvazladı hemen üzerindeki iğrenç görüntü kaybolarak, kendisine güzel bir renk verildi. Melek: “Hangi mal sana daha sevimlidir?” diye sordu. O: “Deve” dedi (Hadisin ravisi “belki de sığır dedi” demiştir.) Kendisine on aylık gebe bir deve verildi. Melek ona: “Allah bunu sana mübarek eylesin” dedi.
Sonra melek kel kişinin yanına gitti: “En çok hangi şeyi istersin?” diye sordu. Kel: “Güzel saç ve halkın benden tiksindiği şu kelliğin benden gitmesini” dedi. Melek onu sıvazladı. İğrenç görünüşü kaybolarak kendisine güzel saç verildi. Melek ona: “En sevdiğin mal nedir?” diye sordu. Adam: “İnek” dedi. Kendisine gebe bir inek verildi. Melek ona da: “Allah bu ineği sana mübarek eylesin” dedi.
Daha sonra melek kör adamın yanına geldi ve: “Hangi şey daha çok hoşuna gidiyor?” dedi. Kör: “Allah’ın gözümü bana iade etmesi ve insanları görebilmem” dedi. Melek onu da sıvazladı. Allah da ona gözünü iade etti. Melek: “Hangi mal daha çok hoşuna gider” dedi. Kör: “Koyun” diye cevapladı. Ona da kuzulu bir koyun verildi. Onların deve ve ineği yavruladı. Bunun da koyunu kuzuladı. Birinin bir vadi dolusu devesi, öbürünün bir vadi dolusu ineği, ötekinin de bir vadi dolusu koyunu oldu.
Bir müddet sonra melek abraş adamın iyileşmeden önceki eski kılığına girerek onun yanına geldi ve ona: “Ben fakir biriyim yolda kaldım, bugün gitmek istediğim yere varmam ancak önce Allah’ın sonra senin sayende olacak. Sana güzel renk, güzel ten ve çokça mal veren Allah hakkı için ben senden bir deve istiyorum ki onun sırtında gideceğim yere varayım” dedi. O eski abraş: “Malımın hak sahipleri çok” diyerek meleği reddetti. Bunun üzerine melek ona: “Seni tanıyor gibiyim sen halkın kendisinden iğrendiği yoksul bir abraş değil miydin” diye sordu. Adam: “Hayır bu mal bana ancak (ecdadımdan) büyüklerimden miras kaldı” dedi. Melek: “Eğer söylediğin yalan ise Allah seni eski durumuna çevirsin” dedi.
Sonra melek ilk görüşmelerindeki suret ve heyetinde kel adamın yanına vardı. Ona da abraşa dediği gibi dedi. Kel de abraş gibi reddetti. Melek: “Eğer yalancıysan Allah seni önceki haline döndürsün” dedi. Nihayet eski kılık kıyafetinde köre geldi: “Ben yoksul bir adamım. Yolcuyum yolda kaldım. Bugün ben ancak önce Allah’ın sonra senin yardımın ile gideceğim yere varabilirim. Sana gözlerini iade eden Allah hakkı için senden yolculuğumu sağlayacak bir koyun istiyorum” dedi. O kimse: “Ben bir kördüm. Allah bana gözlerimi geri verdi. Bu koyunlardan istediğin kadarını al, istediğini de bırak. Vallahi Allah için aldığın hiçbir şeyde sana zorluk çıkarmayacağım” dedi. Melek adama: “Malın sende kalsın. Sizler bir imtihana tabi oldunuz. Allah senden razı oldu. İki arkadaşına da kızdı” dedi.” (Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. Bkz. Riyazus Salihin 65 nolu hadis.) devam edeceğiz inşallah. Subhaneke… Bihamdike… Esteğfiruke…
Muhammed Özkılınç