Müzmin Bekarlar Diyarı Batı
Yıllardır, “aile yıkılırsa ümmet yıkılır” diye feryat ediyoruz. Ama ne yazık ki feryadımızı yeterince duyuramıyoruz. Yine yıllardır bize “muasır medeniyet” diye lanse edilen batının, hiçbir zaman medeni olmadığını ve batının yok oluşa doğru gittiğini ifade ediyoruz. Şunu unutmayalım ki, batının yok olmasının en büyük sebebi, aileyi yıkmasıdır.
Bizde son 20-30 yıldır teşvik edilen gizli aşikâr evlenmeme ve bekâr yaşama çağrıları, batıda 20-30 yıl önce kemale ermiş, zirveye ulaşmıştır. Ne diyorlar aile ve insanlık düşmanları? “Ömür boyu kendini tek bir kişiye mahkûm etme” “Bekârlık sultanlıktır” “Bekâr kal, özgür yaşa” “Evlenme gençliğini yaşa” vb. bir sürü sloganalar…
İşte batıda zamanında bu vb. sloganların çok daha fazlası atılmıştır. TV, film, dizi film, sosyal vs. medyanın her birinde konuyla ilgili seferberlik ilan edilmiştir. Çünkü paragöz küresel zalimler, ihtiyar dünyanın ancak 1 veya 2 milyar insana yeterli olduğuna kanidirler. Diğer 5-6 milyar, fazladır ve imha edilmesi gerekir.
Bunun için savaş, katliam, ölüm makinası terör örgütleri, ölüm kusan konvansiyonel silahlar, biyolojik silahlar, kimyasal silahlar bile yetmedi. Devreye nüfus planlaması (!) girdi. O da yetmesi “kuş gribi” “domuz gribi” “ebola virüsü” vb. nice gizli ölüm silahları geliştirildi. Hatta AİDS virüsünün dahi, laboratuvarlarda planlı olarak üretilip yayılmış olması, kuvvetle muhtemeldir. Ama ne yazık ki, bu insanlık düşmanlarının gizli planlarını bir gün öğrenir miyiz? Doğrusu bilmiyorum.
Sonra tüm bunlar da yetmedi, devreye yuvayı yıkmak girdirildi. Evet, evlenip yuva kurmak, şöyle veya böyle çocuk sahibi olmak demektir ki bu da durdurulmalıdır. Batı, adeta insanlığın köküne kibrit suyu dökmek istercesine, evlenip yuva kurmayı tamamen ortadan kaldırmak için gereken her şeyi yaptı.
Bunun sonucu olarak şu an batı, müzmin bekârlar diyarı görünümündedir. Kadını erkeğiyle her yanda yaşları 40 ı 50 yi aşmış nice bekâr insanlar var. Çalışan çalışmayan fark etmiyor. Ekonomik durumları çok iyi olduğu halde evlenmeyen veya ekonomik yetersizlik sebebiyle evlenmeyen…
Sebepler türlü türlü. Birçokları istediği zaman istediği kimseyle beraber olma dürtüsüyle evlenmiyor. Diğer yandan ekonomik sebeplerle evlenmeyenler… Kadınlar cephesinde durum daha vahim. Çalışıp ekonomik özgürlüğüne kavuştu diye kimsenin kahrını çekmeyeyim, tam manada özgür (!) olayım düşüncesiyle evlenmeyenler var.
Ama daha çok, evlenenlerin, ilk birkaç yılında, hatta birkaç ayında ayrılışları da bu konuda kötü örnek oluşturmaya devam etmektedir. Öyle ki, birçok kimse nasıl olsa boşanacaksam, neden evleneyim tutumundadırlar.
Avrupalılarda bu durum zaten tabii bir hale gelmiş. Birçokları zaten ailede büyümemiş. Yaşı daha 18 olmadan yuvadan uçan kuşlar misali, evi terk etmiş, nerde sabah, orda akşam. Bulabilse bayan veya erkek bir arkadaşıyla beraber bir ev tutmuş bekâr hayatı yaşıyor. Ama daha çok yanlış yaşamayı tercih ediyorlar ki bu durum onları perişan ediyor.
Tabi Müslüman ailelerden de almanlaşan, fransızlaşanların sayısı az değil. Bizzat mütedeyyin ailelerde bile orta yaşlı duruma gelmiş ve henüz evlenmemiş insanlar çok. Almanya’da bulunduğum süre içinde gelip dert yanan anne babalar çok oldu. Bazıları, evlatları için nasihat bazıları muska gibi çareler istediler. Bu da henüz robotlaşmamış Müslüman ebeveynlerin, ne acı tablolar yaşadığının onlarca sebebinden sadece biridir.
Tabi gelen insanlara, bir sektör haline gelen muskacılığın, sahtekârlık olduğunu, genelde bu işe bulaşanların, cahil ve fasık insanlar olduğunu, duygu sömürüsüyle insanlardan büyük paralar kazandıklarını anlatmaya çalıştım. Nasihat ettiklerimiz içinde de başarılı olduklarımız olduysa da netice aldıklarımız olmadı. Konuya devam edeceğiz inşallah. Subhaneke… Bihamdike… Esteğfiruke…
Muhammed Özkılınç