Ne Büyüksün Ey İslam #2
Korona virüs çok yönleriyle tartışılmaya devam ediyor. Tabi işin sağlık yönü ister istemez İslam’ın konuyla ilgili çağlar öncesindeki tespitlerini de gündeme taşıyor. Öyle ki İslam’ın bu mucizeleri, sair zamanlarda İslam’a kin kusan dünyaca ünlü kimi çevrelerin dikkatlerini dahi çekiyor. Hata bir kısmı, İslam’ın bu mucizelerini itiraf etmek zorunda kalıyorlar. İşte onlara sadece bir örnek.
ABD’de yayımlanan Newsweek dergisinde 17 Mart tarihinde paylaşılan bir makalede dünya geneline yayılan ve binlerce insanın ölmesine neden olan korona virüs salgınının atlatılması için Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in benzer durumlar karşısında verdiği tavsiyeler ele alındı. Rice Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Dr. Craig Considine’nin kaleme aldığı yazıda Hz. Muhammed’in 13 asır önce hijyen ve karantinaya ilişkin uyarılarda bulunduğu belirtilirken bu konuda alınması gereken tedbirler kapsamında peygamberimizin hadislerine yer verildi. Makalede “Bir ülkede veba salgını duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde salgın varsa oradan ayrılmayın”, “Temizlik imandan gelir. Uyandıktan sonra ellerinizi yıkayın” gibi hadisler yer aldı. Ayrıca derginin internet sitesinde yer alan makalenin içerisinde bulunan ‘ Dua korona virüsü yenmekte yardımcı olur mu?’ sorusuna Amerikalılar yüzde 73 oranında evet dedi. (Yeni Şafak 29 Mart 2020)
İşte böyle, yaşanan kimi felaket ve musibetler, İslam mucizesini yeniliyor. İslam’ın ne denli şefkat ve merhamet kaynağı olduğunu bir kez daha ispat ediyor. Şu kısacık ömrümüzde bu deliller kaç keredir tekrar ediyor. Demek ki bizden önceki çağlarda da bu hep böyle olmuştur. Ancak, biz bu yüce dinin mensupları olarak, yaşananlardan gerekli dersleri çıkarıp insanlığın idrakine gereği gibi sunamamışız. Ya da bizim sunuşlarımız, yine İslam düşmanları tarafından karşı ataklarla boşa çıkarılmıştır.
İşte küçüklüğümüzden beri duyduğumuz, ama hayati önemde olduğunu yaşamadan bilemediğimiz, İslam’ın adap ve kurallarından sadece bir kaçındaki mucizelere bakalım. İşin ehli olanlar, bu konuda nice kitaplar yazmışlardır. Ve bu başlıkların her birisi aslında birer makale değil, birer kitap konusu olacak kadar önemlidir. Ama biz ancak bu konuları, toptan ve özetle değinmeye çalışacağız.
- Tuvalette taharetlenmeyi tercihen su ile yıkamak suretiyle ve sol elle yapmak. Evet, zaruret anında, tuvalet kâğıdıyla veya bir kırda taş vb. katı bir maddeyle silinmek suretiyle de taharet olur. Ancak İslam’da; ana temizlik maddesi sudur ve esas her temizlik hep suyla olmalıdır. Avrupa ve tüm batılı kültürlerde, tuvalette temizlenme hala sadece kâğıtla silinmekle yapılmaktadır. Müslümanlardan yıkanmayı öğrenip kabullenen çok azı bundan müstesnadır. Hâlbuki doğrusu tuvalet kâğıdının, suyla temizlendikten sonra sadece kurulanmak için kullanılmasıdır.
- Tuvalet adabından biri de, yıkamaya başlamadan önce, sol eli temiz suyla yıkamaktır. Ta ki, deri gözeneklerine önce yeteri kadar temiz su nüfuz etsin ki, mikrop ve bakteri içerikli sudan mümkün olduğunca korunmuş olsun. Şu inceliğe bakar mısınız?
- Buruna suyu sağ elle almak. Ama sümkürme vs. burun temizliğini sol elle yapmak. Yani kirli işlerde sol kullanmak ama yeme içmede sağ eli kullanmak.
- Esneyeceğimiz zaman, ağzı sağ elimizle kapamak. Sağ elimiz müsait değilse, sol elinin içi değil, dışıyla aynı işlemi yapmak. Çünkü sol elin iç kısmı kirli işlerde kullanıldığı için, virüs veya bakteri gibi nice mikropları barındırabilir.
- Hapşırma esnasında ağız kapamayı, daha da sıkı yapmak. Bununla kalmayıp sağlık ve şifayı duayla takviye etmek. Ebu Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resulullah (sav) şöyle buyurur: “Biriniz aksırdığı zaman “Elhamdulillah” desin. Din kardeşi yahut yanındaki de ona “Yerhamukellah” desin. Bunu söyleyince, aksıran da “Yehdikumullahhu ve yuslihu bâlekum” (ya da başak bir hadisi şerifte geçen “Yehdinâ ve Yehdikumullah”) desin.” (Buhari, Edep, 6224) bu vb. nice tavsiyeleri yapan Resulullah (sav) bırakın bir tıp fakültesini bitirmek, okuma yazma bilmeyen ümmi bir insandı. Evet, ne demiş, ne yapmışsa, vahiyledir ve ilahi mucizedir.
Şimdi elimizi vicdanımıza koyalım ve düşünelim. Bu vb. nice tavsiyeleri, 15 asır önceden insanlığa öğreten İslam gerici olabilir mi? Asıl gericiler, İslam’a gerici diyenler değil midir? Her vesileyle İslam’a ve Müslümanlara karşı karalama kampanyaları yürütenler iftiracı değil midir? Hatırlayın daha birkaç yıl önce batıdaki nice dergiler, “basın özgürlüğü” bahanesiyle Resulullah’a (sav) olmadık iftiralar atıyor, çirkin karikatürler yayınlıyorlardı. Ama şimdi dara düşünce hakikatin çok az bir kısmını itiraf etmek sorunda kalıyorlar. Allah (cc) onlara hidayet, bizlere de bu hakikatleri gereği gibi insanlığa duyurmak nasip eylesin. Âmin! Subhaneke… Bihamdike… Esteğfiruke…
Muhammed Özkılınç