Oyununuzu Gördük Meydan Okuyoruz
Allah (cc) yolunda, birlik beraberlik içinde saf durup savaşan veya herhangi bir vesileyle mücadele edenlere ilahi müjdeyle başlayalım. “Sizin seveceğiniz bir şey daha var: Allah’tan yardım ve yakın bir fetih. Mü’minleri müjdele.” (Saf 63 /13)
Tüm dünyayı kasıp kavuran küresel bir zulmün varlığı gün gibi ortadır. Tabi bu zulmün bölgelere yansıması farklı… Bu zulüm bölge, ırk, renk, inanç, dil vb. farklılıklara göre değişiklik arz ediyor. Ama en büyük fark Müslüman ve gayri Müslim farklılığında kendini gösteriyor.
Şu an zulmün altın çağını yaşadığı malum. Ancak bilinmelidir ki bu zirveden sonra düşüş muhakkaktır. Zira şafağın en yakın olduğu an, karanlığın en zifirileştiği andır. Resulullah (sav) ın tabiriyle zulüm zulumattır, yani karanlıktır. O karanlık da şu en zifiri anındadır. Biraz daha sabır, sebat, direniş… Sonrasında zafer inşallah…
Tabi şunu da unutmayalım ki zulüm kendiliğinden bitmez. Mazlumların güç birliği ve işbirliği yaparak beraberce mücadeleleri esastır. Bu konuda işi sadece hükümet veya devletten beklemek de yanlıştır. Koyunlarını güden çoban, mahalledeki muhtar, bebeğinin beşiğini sallayan anneden, tarlasında, fabrikasında çalışan işçisine varıncaya… Tüccarından işverenine, öğretmeninden öğrencisine, gencinden ihtiyarına, kadınından erkeğine varıncaya kadar, her birimizin, güç, imkân ve donanımlarımız oranında bu işte sorumluluğu vardır.
Ancak dikkat edin bu iş, isteğe bağlı bir görev değil, imanın her birimizin omuzuna yüklediği zoraki bir görevdir. Her birimiz görevimizi yaptığımız oranda mükâfatımızı kat kat alacağız. İhmal ettiğimiz durumda da korkarım ki vebalimiz kat kat olur. Çünkü düşman, tüm cepheleriyle saldırı modundadır. Bu kehanet değil, şaka da değil… Evet, düşmanın her cepheden başlattığı saldırılara karşı bir seferberlik var…
Aklıselim her vatan evladının da net bildiği gibi, düşman hep düşmandı. Ama son yıllarda yaptıkları döneklik, kalleşlik ve kahpelikler, artık kaldırılamaz boyuttadır. Daha önce daha sessiz, sinsi ve derinden iş yürüten düşman, son yıllarda azmış ve düşmanlıkları sırıtmaya başlamıştır. Artık mızrak çuvala sığmıyor.
Ama bizde çok şey değişti. En başta idarecilerimizden nicelerinin düşmana karşı düşünce ve tavırları değişti. İşte son 15 yılda düşmanı şaşırtan, çıldırtan ve bir o kadar da korkutup panikleten duruş ve ifadeler… Bazı ifadeler vardır ki, onları söyletene bakmak lazım. Bu ifadeler, sadece düşmanların yüreklerini değil, dağları titretir. Sadece vatan evlatlarının yüreklerini değil okyanusları da coşturur.
“One munit”
“Dünya 5 ten büyüktür”
“Onların gücü doları varsa bizim Allah’ımız (cc) var”
Ama özellikle en son cümle: “OYUNUNUZU GÖRDÜK, MEYDAN OKUYORUZ”
Zulüm yapana ‘zâlim’ zulme uğrayana da ‘mazlum’ denildiğini tekrar hatırlayalım.
Zulme rızâ da zulümdür. Bir zâlimin zulmüne engel olmak için çalışmamak, susup oturmak, onun zulmüne ortak olmak demektir.
Zulümle mücâdele yalnızca mazlumların görevi değildir. İnsanlık onuru taşıyan, insan haklarının değerini bilen herkes zulümle ve zulmün uygulayıcısı zâlimlerle mücadele etmelidir.
Kur’an mü’minlere, zulme uğrayanlar uğruna mücadele etmeyi, hatta savaşmayı emrediyor (Nisâ 4/75)
“Zulmedenler, tevbe edip zulümlerinden vazgeçmedikçe ve hakları sahiplerine vermedikçe, kendileri için bir kurtuluş yoktur. Zulmün sonu kötü ve çöküştür.” (En’âm, 6/135; 28/Kasas, 37).
.
Bir kudsî hadiste şöyle buyuruluyor:
“Ey kullarım! Ben nefsime zulmü haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım. Öyleyse birbirinize zulmetmeyin.” (Müslim, Birr 15, hadis no: 2577, 4/1994)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Üç kimsenin duâsı reddolunmaz: Oruçlunun duâsı, orucunu açarken; adâletli yöneticinin, bir de mazlumun duâsı. Allah (cc) mazlumun duâsını göklerin üstüne yükseltir ve o duâ için gökyüzü kapıları açtırılır. Allah teâlâ da: ‘İzzetime andolsun ki, bir süre sonra da olsa sana yardım edeceğim’ buyurur.” (Tirmizî, Deavât 129, hadis no: 3598, 5/578)
“Zulmedenler nasıl bir inkılâpla devrileceklerini (yakında) bileceklerdir!” (Şuarâ 26/ 227)
Onurlu insanların tavrı şu olmalıdır: “Kim olursa olsun, mazluma yardım etmek; kimden gelirse gelsin, zulme karşı olmak.” Kalemle, sözle, tavırla, boykotla, duayla veya bir oyla da olsa… Selam… Dua…
Muhammed Özkılınç