Muhammed Özkılınç – Eğitimci ve Yazar – muhammedozkilinc.com

Zin Nureyn Osman (r.a.) 18

Zin Nureyn Osman (r.a.)

Sa’d b. Ebi Vakkas, Beyt-ül Mal’den borç olarak aldığı parayı geri ödemekte sıkışınca, Osman (ra), onu azlederek yerine anne bir kardeşi Velid b. Ukbe’yi Kûfe valiliğine getirdi (İbn-ul Esir a.g.e. III, 82). Velid, beş sene Küfe valiliğinde bulunmuştur. Velid, bir sabah, namazı sarhoş olduğundan dolayı dört rekat kıldırmıştı. Hatırlatılması üzerine “sizin için arttırıyorum” demişti. Bunu duyan Hz. Osman, ona tazir cezası vererek bunun uygulanmasını Hz. Ali’den istemişti. Hz. Ali de Abdullah b. Cafer’e onu kırbaçlattırmıştı. Bu olay üzerine Hz. Osman onu azlederek yerine Saîd b. el-As b. Umeyye’yi atadı. (İbn-ul Esir, a.g.e., III, 107) Suyûtî, Hz. Osman’ın, ilk olarak Velid’i, Sa’d’ın yerine vali yapması yüzünden eleştirildiğini söylemektedir. (Suyutî, 172) Velid, Küfe valisi olunca, Azerbaycan komutanı Utbe b. Ferkat’ı görevinden aldı. Bunun üzerine Azerbaycan halkı isyan ettiler. Velid, Azerbaycan üzerine yürüyerek burayı itaat altına aldıktan sonra Ermenistan (Tiflis) tarafına yöneldi ve antlaşmalar yaparak ganimetlerle geri döndü. (H. 25)

Dersler ibretler:

Ashabı kiram, (Rıdvanullahi aleyhim ecmeîn) mali konularda çok hassastılar.

Twitter

İşte burada başarılı bir valinin, beytülmale olan borcunu ödeyememesi, azil sebebi sayılmaktadır. Nitekim dünyalıklarla ilgili Kur’an ve Sünnet de ciddi uyarılar yapar. “Dünya Hayatı Aldatıcı Geçimlikten Başka Bir Şey Değildir.” (Âl-i İmrân 3/185) “…Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir” (Rad 26) Resulullah (sav) şöyle buyurur: “Ya Abdurrahman!  Dünya tatlıdır, yeşildir/güzeldir/çekicidir. Muhakkak ki Allah sizi (Müslümanları) orada halife yapacaktır (güç ve iktidar verecektir) ve neler yapacağınıza bakacaktır. Dikkat edin; dünyadan sakının / korkun ve kadınlardan sakının / korkun.” (Mecma’-uz zevaid,10/246)

Hz. Osman’ın (ra) akrabasından bazılarına görev vermesi, eleştirilebilir. Ancak bu eleştiriler, tam bir edep dairesinde olmalıdır.

Zi-n Nureyn Osman (ra) Resulullah’ın (sav) en seçkin sahabelerinden olup aşere-i mübeşşeredendir. Said bin Zeyd (ra) anlatıyor: “Resulullah’ın (sav) şöyle söylediğini işittim: “Ebu Bekr cennetliktir, Ömer cennetliktir, Osman cennetliktir, Ali cennetliktir, Talha cennetliktir, Zübeyr cennetliktir, Sa’d bin Malik cennetliktir, Abdurrahman bin Avf cennetliktir, Ebu Ubeyde İbn-ul Cerrah cennetliktir.” (Ravi der ki: Zeyd) onuncuda sükût etti. Dinleyenler: “Onuncu kim?” diye sordular. (Bu talep üzerine): “Said bin Zeyd” dedi. Yani bu, kendisi idi. Zeyd sonra ilave etti: “Allah’a yemin ederim. Onlardan birinin Resulullah (sav) ile birlikte yüzü tozlanacak kadar bulunuvermesi, sizden birinin ömrü boyu çalışmasından daha hayırlıdır, hatta ömrü, Hz. Nuh’un (as) ömrü kadar uzun olsa bile” (Ebu Davud, Sünnet 9, (4648, 4649, 4650)

Sahabe masum değildir ve hata yapabilirler. Ancak sahabenin taammüden bir şer ve kötülüğe yeltenmesi düşünülemez. Onlardan nicelerinin hayatları meydanda olup adalet, takva ve mümtaz şahsiyetlerine şahittir. Kaldı ki, onlar Kur’an ve Sünnetin şahitliğiyle temyiz edilmişlerdir.

Genel olarak her bir sahabe adil olup adaletin ucu kendi yakınlarına da dokunsa, adaleti uygulamaktan kaçınmamışlardır.

“Şüphesiz ki Allah (cc) peygamberler dışında ashabımı seçip insanlar ve cinler üzerine tercih etmiştir.” (Tirmizi, güvenilir senetle) “İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır. Sonra bunları takip edenlerdir, sonra da bunları takip edenlerdir.” [İmrân (ra) dedi ki: “Kendi asrını zikrettikten sonra iki asır mı, üç asır mı zikretti bilemiyorum.”“Bu sonuncuları takiben öyle insanlar gelir ki, kendilerinden şahitlik istenmediği halde şahitlikte bulunurlar, onlar ihanet içindedirler, itimat olunmazlar. Nezirlerde (adak) bulunurlar, yerine getirmezler. Aralarında şişmanlık zuhûr eder.” Bir rivayette şu ziyade var: “Yemin talep edilmeden yemin ederler.” [Buharî, Şehâdât 9, Fezâilu’l-Ashâb 1, Rikak 7, Eymân 27; Müslim, Fezâilu’s-Sahâbe, 214, (2535)

Hz. Ali (ra) ve ilk üç sahabe arasında herhangi bir sorun olmayıp tam bir dayanışma içindedirler.

Bilindiği üzere Osman (ra) dönemi, siyasi çalkantıların başlayıp yoğunlaştığı dönemdir. Ama bu dönemde bile Ali (ra) hilafet yönetimiyle tam bir ittifak içinde olup halifelere itaat konusunda hiçbir sorunu olmamıştır. Bu konuda Şia’nın uydurduğu ve asırlardır ümmet içinde fitne malzemesi yaptıkları yalan ve iftiraların bir hükmü yoktur. “Şüphesiz ki Allah (cc) beni seçti ve benim ashabımı da seçti. Onları bana kayınpederler, damatlar ve yardımcılar kıldı. Şüphesiz ki ahir zamanda birtakım insanlar gelecek, ashabıma hakaret edecekler. Sakın ha, onlardan kız almayın, onlara kız vermeyin, onlarla beraber namaz kılmayın. Sakın ha, onların cenaze namazını kılmayın. Onların üzerine lanet inmiştir.” (Suneni İbn-i Mâce; I, 97, VIII, 89)

İçerdeki kimi karışıklıklar, sahabenin fetih harekatlarını kesintiye uğratmamıştır. Nitekim onlar daha hayattayken, İslam sancağı kıtalar ötesine taşınıp dikilmiştir. Hulefa-i Raşidin döneminde İslam coğrafyası 7 milyon km kareye ulaşmıştır. Emeviler döneminde bu miktar, 11 milyon km karye ulaşmıştır. Yani Emeviler döneminde, İslam coğrafyasına 4 milyon km kare daha eklenmiştir. Bu dönemde de hala ashabı kiramın etkisi büyüktür. Abbasiler dönemi daha çok çalkantı ve bölünmeler, Moğol istilası vb. felaketlerle geçmiştir. Ama ümmet içinde ashabı kiram var oldukça, fetih ruhu diri ve canlı kalmaya devam etmiştir.

Muhammed Özkılınç

YouTube
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

uweta   © - Muhammed Özkılınç