Muhammed Özkılınç – Eğitimci ve Yazar – muhammedozkilinc.com

Anne Baba Hakkı

larsa anam ağlar…

               Hepimiz iyi biliyoruz ki İslam’ı kaybedeli çok şeyimizi kaybettik. Kayıplarımızın manevi olanları ise o kadar çok ve değerli ki, telafisi mümkün değil. İşte o kaybolan değerlerden biri de anne baba hakkıdır.

               Başta TV ler olmak üzere kitle iletişim araçlarının bu konudaki tutumları içler acısı. Güya aile konusunu işleyen nice diziler adeta aile içine dinamit koyarcasına programlar yapıyorlar. Bunlar gerçekten bu toplumu yapmak mı istiyorlar yoksa yıkmak mı istiyorlar diye sormadan edemiyorsunuz… Çevre, okul, arkadaş vs etkenler de bu konuda maalesef pekte iç açıcı değiller.

Twitter

               Zamane gençliği diye tabir edilen İslam’dan mahrum yetişmiş gençlerimizin anne baba hakkı konusundaki tutumları malum. Ancak daha acısı, kendisi artık anne baba olmuş, evlat büyütmenin, eğitip geliştirmenin ne olduğunu uygulayarak gören kesimin dahi, bu konuda sınıfta kalması.

               Şu örnek biraz kaba olur ama bağışlayın. Yaram derin…

               Size saldıran bir köpeğe birkaç lokma ekmek verseniz, saldırmaktan vazgeçip ekmeğinizi yer. Birkaç gün sonra aynı köpekle karşılaştığınız zaman size saldırmaz, kuyruğunu sallayarak yanınıza yaklaşıp sürtünür ve adeta şöyle der: “Nasılsın arkadaşım hani birkaç gün önce bana ekmek vermiştin ya, teşekkür ederim… Biraz daha o ekmekten yok mu?”

               Şu halde, bir köpek dahi kendisine atılan birkaç lokma ekmeği unutmuyorken; evladı evlenip ev bark sahibi oluncaya kadar ona hizmetçilik yapan anne babasına karşı gelen, onları azarlayan ve herhangi bir şekilde onların hukukunu çiğneyen bir evlat’tan daha nankör kim olabilir

               İtiraf etmeliyiz ki kendi kendimize yetecek yaşa geldikten sonra çoklarımız bu basit gerçekleri unutuyor ve sanki tamamıyla kendi kendimize bu konumumuza geldiğimizi zannediyoruz… Biz anne babalar, kendi çocuklarımıza anne baba hakkıyla ilgili iyi bir örnek olamıyoruz. Sonuç olarak da ettiğimizi buluyoruz.

               Şimdi konuyla ilgili biraz da Allah (cc) ve Resulüne (sav) kulak verelim;

ıÜü“Yüce Rabb’ın şöyle emretti; Yalnız Allah’a ibadet edeceksiniz, ana-babalarınıza iyilik yapacaksınız. Şayet bunlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlarsa sakın onlara “öf ” dahi deme, yüzlerine bağırma, onlara tatlı söz söyle. Onlara, merhamet belirtisi olarak tevazu kanadını aç da, “Ya Rab, küçüklüğümde bana şefkat gösterdikleri gibi, sen de onlara merhamet et” de (ıÜüİsrâ, 17/23-24)

ıÜü“Biz insana, ‘anne ve babasına’ iyilikle davranmasını tavsiye ettik…” (Ahkaf Suresi,15)

ıÜü“Biz insana, ana ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Annesi onu, güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştı. Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bana ve ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş Bana’dır. ” (Lokman, 31/14)

“ıÜüPeygamber Efendimiz de “kime iyilik yapayım?” diye üç defa soran bir sahabiye, üç defasında da, “annene” cevabını verdikten sonra dördüncü soruda, babasına iyilik yapması gerektiğini söylemiştir. (Buhârî, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1)
ıÜü“Allah’ın rızası, anne-babanın rızasında, Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.” (Tirmizi birr, 3)

“Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi? Allah’a şirk koşmak ve ana-babaya âsi olmaktır.” (Buharî şehadet, 10)

Resulullah (sav) ıÜü“Size, büyük günahların en büyüğünü bildireyim mi?” diye üç defa sordu. Üç defasında da “evet bildir, Ey Allah’ın Resulü” diyen-ashab-ı kirâma bunların sırasıyla; “Allah’a ortak koşmak, ana-babaya karşı gelmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan söylemek” olduğunu belirtti. (Buhârî, Edeb, 6)

“Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir: Mazlumun duası, misafirin duası ve anne – babanın evladına duası.” (İbni mace dua, 10)

               Bazı kardeşlerim biz çocuk muyuz ki, çocuklara yapılan dersle bize hitap ediyorsun diyebilirler. Ancak takdir edersiniz ki, asıl anne babaya isyan ve haklarının çiğnenmesi çocukluk bittikten sonra başlıyor. Yani çocukluk yaşında biraz korku, biraz ihtiyaç, biraz da henüz fıtratın bozulmaması sebebiyle bu konuda pek sorun yaşanmıyor. Asıl sorun gençlik çağı ve sonrasında yaşanıyor.

Özellikle evlendikten sonra hanım; “ya anan ya ben veya ya baban ya ben” gibi çıkışlar yaptığında omuza kaf dağı kadar yük biniveriyor. Şimdi ne yapacaksınız?… Hani “aşağısı sakal yukarısı bıyık” misali…
Şu halde her birimiz kızlarımızı Kur’an ve sünnet terbiyesiyle eğitirken “sakın ha kızım eşine; “ya anan ya ben veya ya baban ya ben” gibi bir çıkış yapma… Eğer öyle bir şey yapıp, eşinle ebeveyni arasına girersen veya eşinin anne babasına asi olmasına sebep olursan; bilesin ki, evlatların da sana aynısını yapacaktır.

Sonuç olarak bilelim ki anne baba haklarının çiğnenmesinde vebalin çoğu yine anne babaya dönmektedir. Öyle ya bu asi evlatlar yerden bitmedi, gökten de düşmediler… Onlara ne verdik ki ne bekliyoruz… Yılda bir kez “anneler günü- babalar günü” gibi çağdaş batı safsatalarına aldanmayalım. Evlatlarımıza anne baba haklarının herhangi bir zamanla sınırlandırılamayacağını 365 gün 24 saat ve ömür boyu tüm haklar gibi anne baba haklarının da mahfuz olduğunu öğretelim..
Allah (cc) bizleri anne babalarımıza, evlatlarımızı da bize hayırlı evlatlar eylesin amin!!!…

Anne babaya isyan ve haklarının çiğnenmesi çoğunlukla çocukluk bittikten hemen sonra başlıyor. Yani çocukluk yaşında biraz korku, biraz ihtiyaç, biraz da fıtratın henüz tam bozulmamış olması sebebiyle bu konuda pek sorun yaşanmıyor. Asıl sorun gençlik çağı ve sonrasında yaşanıyor. Bu da, çocuk yaşta yani tamda eğitim çağında çocuklarımıza İslamî eğitimin içinde özellikle anne baba hakkını da vermemiz gereğini zorunlu kılıyor.

Özellikle evlendikten sonra hanım; “Ya anan ya ben veya ya baban ya ben” gibi çıkışlar yaptığında omuzumuza Kafdağı kadar yük biniveriyor. Şimdi ne yapacaksınız?… Hani “aşağısı sakal yukarısı bıyık” misali… Anne babanızı mı terk edeceksiniz, hanımı mı kapı dışarı edeceksiniz. Gerçi artık kadınlar kocalarını kapı dışarı ediyorlar ya… Aile konusundaki yanlış politika vs. girişimlerin ve girişimcilerin canı sağ olsun.

Şu halde her birimiz kızlarımızı Kur’an ve sünnet terbiyesiyle eğitirken “sakın ha kızım eşine; “Ya anan ya ben veya ya baban ya ben” gibi bir çıkış yapma… Eğer öyle bir şey yapıp, eşinle ebeveyni arasına girersen veya eşinin anne babasına asi olmasına sebep olursan; bilesin ki,  evlatların da sana aynısını yapacaktır.

Sonuç olarak bilelim ki anne baba haklarının çiğnenmesinde, vebalin çoğu yine anne babaya dönmektedir. Öyle ya bu asi evlatlar yerden bitmedi, gökten de düşmediler… Onlara ne verdik ki ne bekliyoruz… Yılda bir kez “anneler günü- babalar günü” gibi çağdaş batı safsatalarına aldanmayalım. Evlatlarımıza anne baba haklarının herhangi bir zamanla sınırlandırılamayacağını 365 gün 24 saat ve ömür boyu tüm haklar gibi anne baba haklarının da mahfuz olduğunu öğretelim…

Muhammed Özkılınç

YouTube
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

uweta   © - Muhammed Özkılınç