Batı İnsanlığın Başının Belasıdır
Ömer (ra) in cahiliyeyi tasvir eden kıssası malum… Der ki: “cahiliye dönemini düşündüğüm zaman bir yandan ağlamam bir yandan gülmem gelir.” Sebebini soranlara şöyle açıklar: “nice diğer cahillerin yaptığı gibi kendi kız çocuğumu diri diri gömme vahşetini bende yaşadım. Bunu hatırladığım zaman ağlarım. Bir de biz helvadan putlar yapar, etrafında döner tapınırdık. Sonra acıkınca oturur, ilah kabul edip tapındığımız o putları yerdik. İşte bunu hatırladığım zamanda kahkahalarla gülesim gelir.
Öyle ya kargaların bile gülecekleri bu ironiye insan gülmez mi… Devrisaadetten önceki cahiliye insanı neyse de, çağdaş (!) aydın(!) ve muasır medeniyet (!) diye afra tafra reklamı yapılan vahşi batının asırlardır tapındıkları putları yemelerine ne demeli? Cahiliye insanının putları helvaydı, çağdaş cahiliye zalimlerininki hava cıva, fasa fiso…
Çağdaş özgürlükçü, hümanist batılıların nice tapındıkları putları vardı. Demokrasi diyorlardı… İnsan hakları diyorlardı… Özgürlük, eşitlik diyorlardı… Hani ne oldu… Tüm o ambalajlı laflar, demeçler, hepsi yalanmış… Söyledikleri o türkülerin hepsi sadece kendileri için ve menfaatleri oranıncaymış. Tüm o süslü sözler sadece insanları aldatmak içinmiş…
Menfaatleri gerektirdiğinde tüm insanlığı ateşe atmaktan çekinmezlermiş demek ki. Engizisyon mahkemelerinin mucidi dedelerin torunları bu gün de gerektiğinde aynı şeyleri rahatlıkla yapabiliyorlar. Arenalarda insanları aç bırakılmış aslanlara, kaplanlara parçalatan, bu vahşetleri zevkle seyretmenin tiryakisi olan bir anlayıştan gelenler, bu gün aynısını İslam diyarının dört bir yanında aynen devam ettiriyorlar.
Peki, güçten başka hiçbir şeyden anlamayan batıya bakış açımızı gözden geçirmenin vakti gelmedi mi? daha ne zamana kadar insanlıktan sıyrılmış batılıların dümen suyunda sürükleneceğiz. BM, NATO, AB vb. batının kontrolündeki tüm kurum ve kuruluşları düşününüz bir… Özellikle son yıllarda köpek dişlerini net olarak gösteriyorlar.
Mısırda suçüstü oldular. Çok net bir askeri darbeye henüz darbe demedikleri gibi her tür desteklerini de devam ettiriyorlar. 8000 şehit, 21 000 zindan, 23 000 tehcir vb. büyük felaketleri görmüyorlar. Görmek ne ki net bir şekilde destekliyorlar. Arada bir dil ucuyla verdikleri demeçler, sadece kabaran öfkeleri kısmen dindirmek içindir. Hoş öfkeler dinmese ne olur ki…
Benzer şekilde, ırakta da suçüstü oldular… Suriye’de de suçüstü oldular. Afganistan da Pakistan’da, Sudan’da, orta Afrika’da, Arakan’da, Filistin’de ve daha nice yerlerde suçüstü oldular ve olmaya devam ediyorlar. Ebedi özgürlük diyerek geldiler İslam diyarına ya sonra…
Hani bunların kırmızı çizgileri vardı. Kımızı çizgileri bazen herhangi bir savaş suçuydu… Bazen kimyasal silah kullanımı… Bazen sivillerin öldürülmesi falandı. Peki, ne oldu? Hayır, hayır bunların kırmızı, sarı, siyah tüm çizgileri menfaatlerinden ibarettir. Menfaatten gerisi teferruattır. Bunlar menfaatleri gerektirirse ve göze alabilirlerse, dünyayı ateş atmaktan sakınmazlar.
Terörü başımıza saranlar bunlar… Gladyo, Ergenekon, paralel vb. onlarca derin, sinsi ve hain örgütü başımıza saranalar bunlar. Bin bir hileyle Osmanlıyı çökertenler bunlar. Sonrasında bizi vesayetlere mahkûm edip, onca darbeler yaptıranalar yine bunlar… Bunlar… Bunlar…
Şimdi bunların nesine entegre olacağız. Bunların hatırına zinayı suç olmaktan çıkardık, arı namusu, edebi hayâyı yok ettik. Dağılan yuvalar… Yetim kalan çocuklar… Ortalığa savrulan anneler, eşler… Heder olan hayaller, emekler, ömürler…
İdam cezasını kaldırdık, suç oranlarında patlamalar yaşamaya başladık. Terör, anarşi, hortumculuk ve her tür ipsizlikler… Çocuk tacizleri… Vahşice öldürmeler… Hırsızlık, kapkaç vs. cürümler… Sonra da suçları caydırmak için başlıyoruz elektronik cihaz, alet ve edevat ithal etmeye… Her yıl kim bilir kaç çuval (aslında tır veya kamyon demeli) para yatırıyoruz boş yere.
Batı manayı yok etmiş, ruhu öldürmüştür. Aileyi bitirmiş, akrabalık, komşuluk, arkadaşlık, saygı, sevgi, şefkat, merhamet, yardımlaşma, dayanışma, fazilet erdem hiçbir şey bırakmamıştır. İnsanını biyolojik robotlara dönüştürmüş, bizi de dönüştürmek için birkaç asırdır hummalı çalışmalar içindedir. Batılılar ve onların oyunlarına gelenlerin merhemleri olsa kendi kellerine sürerlerdi. Batılıların bize verecek neyi olabilir.
Biz asırlarca insanlara insanlık öğretmiş ve yaşatmış bir ümmetiz. Bizim medeniyetimiz, hem fizik, hem de fizik ötesine hükmetmektedir. Biz neslimizi yeterince İslami öğretiler üzere eğitirsek suçlar % 90 azalır. Çünkü iman insanın yüreğine hükmeder. İmanı ve İslam’ı kavrayan bir nesle zorla dahi suç işletemezsiniz. İmandan ve İslam’dan mahrum bırakılmış insanıysa silah zoruyla dahi suçlardan engelleyemezsiniz. Gelin batının her batılına “one minute” diyelim. Kendi aslımıza dönelim. Anaokulundan üniversiteye varıncaya kadar, nesillerimizi İslam’ın ahlak, fazilet ve erdemleri üzere yetiştirelim. Göreceksiniz, hem dünya huzurunu hem de ahiret saadetini elde etmiş olacağız. Mobeselere falan ihtiyacımız kalmayacak. Sübhaneke… Bihamdike… Vesteğfiruke…
Muhammed Özkılınç