Batı Şia’ya Neden Aşık?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Dinleri, fikirleri ne olursa olsun. Batılılar neden Şia’yla hep sarmaş dolaş kuzu sarmasıdırlar. Çünkü kendi üretimleri olan Şia, münafık akidesi gereği, Müslümanlara karşı kin ve nefret doludur. Hepsini kâfir, yezidi, beni ümeyye, Hüseyin (ra) in katilleri olarak görürler. Sadece ilk üç halife değil beş altısı hariç tüm sahabeleri tekfir ederler. Dolayısıyla İslam ümmetine karşı patlamaya hazır bomba gibidirler. Yeter ki ellerine fırsat geçsin. İşte batılıların desteğini tam alınca bakın nasıl İslam diyarını ölüm tarlalarına ve ateş topuna çevirdiler.
Haşdi şabi çeteleri dişlerini gösterdiğinden beri, dünya Şia’nın insanlık dışı vahşetlerini kısmen görmeye başladı. Tabi batının kontrolündeki batı medyasının gösterdiği kadar… Hâlbuki Şia İran’da, Suriye’de Lübnan’da, Yemen’de, ırakta ve borusunu öttürdüğü her yerde bu vahşetleri sürgit devam ettiriyordu. İran günü birlik Sünnilerden onlarcasını ipe çekmeye devam ediyor. Özellikle Kürt Müslümanları… Ama batıdan çıt yok. Hâlbuki Türkiye’nin kendisine darbe yapan hainler için idam cezasını gündemine almasına bile tahammülü yok. Neden?
Yine batının mamulü olan DEAŞ ın vahşetlerine ona katlayarak elindeki tüm imkânlarla her dilde ve tüm dünyaya servis ediyor. Bu vahşetleri, kendi özel stüdyolarında süsleyerek, bire on katarak yayıyorlar. Hatta teknoloji maharetiyle kendi yanlarından vahşet görüntüleri üreterek günü birlik sosyal medya vd. imkânlarla tüm dünyanın gözlerine bu insanlık dışı görüntüleri sokuyorlar. Sünniler vahşi, Müslümanlar terörist yaygaralarını haklı çıkarmak ve İslam’a fobyayı köpürtmek için. Ama Şia ile kırk asırlık dost gibiler.
Dikkat ediyor musunuz Şia; ABD, AB vd. batılılara karşı; en yüksek perdeden, en keskin sloganları atar durur. Ama sadece slogan atar. Barılılara slogan atar. İslam ümmetine ise bomba atar, füze atar, mermi atar, kimyasal silah atar. Aralarına tefrika atar… Hatta peygamberlerinin eşlerine iftira bile atar. Çünkü ilk günden Şiilik dinini kuran Yahudi İbnu Sebe, ümmet arasında bir bölen olarak kurmuştur.
Kurulduğu günden beri de kendi misyonunu en güzel bir şekilde yerine getirmektedir. Tarih boyu İslam ümmetine karşı her renkten kâfirlerle, her türlü işbirliğini yapmaya devam etmiştir. Yahudi, Hristiyan, komünist, faşist, kapitalist, ateist, putperest fark etmez. Yeter Müslüman düşmanı olsun ve kendi menfaatlerine uysun.
Şah devrilip İran’da “İslam cumhuriyeti” kurulduğunda, İslam ümmetinin nice fertleri büyük bir heyecana kapıldılar. Nice gençler, İran sevdasına yakınlarını ve çevrelerini kırıp geçiriyorlar. Şia’nın herhangi bir hatasını gündeme getireni tekfir etmekle kalmıyor, onu tam bir düşman kabul edip hedefe koyuyorlar… Amerikancı, rabıtacı, kapıkulu mollası vs. yaftalarla karalıyorlardı vs.
Ancak şimdi anlıyoruz ki, “Ergenekon,” “gladyo,” “kontr gerilla” vb. derin güçlerin küresel olanları, bizdeki yerel oyunların aynısını küresel bazda oynamışlar. Akla karayı, hakla batılı, dinliyle dinsizi, sofiyle berduşu aynı cephede buluşturmuşlar. Çıkar ve saltanatları uğruna gerektiğinde, analarını da babalarını da satmışlar. Şimdi anlıyoruz ki İran devrimi, ABD ye rağmen, Avrupa’ya rağmen, İsrail’e ve Rusya’ya rağmen olmadı.
Geçmişte Suriye yönetiminin % 8 lik Nusayri azınlığa verilmesi, tamamen batı kontrolünde olduğu gibi, İran devrimi de kontrollüydü… Baba Esed Hama, Humus ve çevresini haritadan silerken, İran Lübnan’da “Hizbullah’ın” temelini atıyordu ki bu da tamamen kontrollüydü… Yerel Ergenekon’un foyaları, 80-90 yıl sonra netleştiği gibi, Şia’nın foyaları da şimdi kısmen aralanıyor. Tabi kafasını kumdan çıkarmayanlar ayrı…
Şimdi düşünelim… Ehlisünnet adına kuş uçurtmayan dünya derin güçleri, neden Irak’ı altın tepside İran/Şia’ya sundular. Afganistan’da kırk yıldır devam eden savaşa rağmen neden kendi devletini kurması engellenmektedir. Çükü orada kurulacak devlet Sünni. Afgan halkı, Rusya’dan önce İngilizlerin burnunu sürtmüştü, Sovyet imparatorluğu, Afgan direnişi sonucu çöktü. NATO adı altında ABD ve otuzdan fazla batı ülkesinin de burnunu sürttü. Allah (cc) ın izniyle… Ancak yine de Sünni bir İslam devletinin kurulmaması için didinip duruyorlar. Neden?
Şia’nın ilerlemesi, var olan 2 devletine (İran, Suriye) 2,5 devlet daha (Irak, Yemen, Lübnan) eklenmesi, baştan beri kontrollüydü. Ancak “takiyyesi olamayanın, dini olmaz” ilkesini imanın şartı kılan Şia, dünya derin güçleriyle işbirliklerini ustaca hep kamufle etti ve etmektedir. Neden?
Neden, apaçık. 1,5 ya da 2 milyar olarak tahmin edilen ve dünya enerji kaynaklarının % 85-90 ını bağrında bulunduran İslam Ümmet’inin % 93 veya 90 ı Sünni… Sünni bir devlet eninde sonunda İslam hilafeti demektir. Bu da İslam topraklarının işgal ve sömürüden, İslam ümmetini de tefrikadan, katliamdan, batının zebunu olmaktan kurtulması demektir. Hâlbuki dünya emperyalistleri, saltanatlarını İslam âleminin sömürülmesi üzerine kurmuş ve devam ettirmektedirler. Dolayısıyla ümmeti toparlaması muhtemel Sünni bir İslam devleti kurulmamalı… İslam ümmeti olabilecek her vesileyle birbirine düşürülerek gücü törpülenmeli… Bu da yetmez, Ehlisünnete kin ve nefret üzere kurulan Şia desteklenip bu devasa ümmet gücünü tırtıklayarak kırmaya devam etmeli… Selam… Dua…
Muhammed Özkılınç