Muhammed Özkılınç – Eğitimci ve Yazar – muhammedozkilinc.com

Canilik Yarışı

Eskiden düşman bile kimi konularda mertlikten ödün vermezdi. Düşmanlığını adam gibi yapardı. Ama şimdi tüm değerler alt üst oldu. Dost eski dost, düşman eski düşman değil. Halep,  Musul, Felluce, Libya, Yemen ve daha nice memleketler, adeta tarihten silinmek isteniyor. Yıkılıyor, yakılıyor, öldürülüyor, tacize, tecavüze uğruyor, yok ediliyor.

Esasen savaş halinin yaşanmadığı İslam ülkesi yok gibi. İşte bizim ülkemizde kırk yıldır. Terör maskesi altında vekâlet savaşları yürütülüyor. Hatta 50-60 yıllık Fetö yapılanması, kaleyi içerden teslim almanın bir başka versiyonu… Siz buna sağcılık-solculuk, komünizm-faşizm, Türk-Kürt, alevi-Sünni ayırımlarını da rahatlıkla ekleyebilirsiniz.

Evet, bölüp parçalamaya, kin, nefret ve düşmanlığa, ayrılık gayrılığa yönelik tüm girişimlerin, düşmanın plan ve tezgâhları olduğunu şimdi daha net anlıyoruz. Daha önceleri, özel ferasete sahip olan sınırlı insanlar biliyordu. Ama şimdi vatan, millet, din, iman ve mukaddesatı önemseyen her kes, tüm bu ihanetleri, hıyanetleri, düşmanlıkları, kalleşlikleri çok net olarak görüyor ve biliyor.

Twitter

Ama canilik, vahşet ve ihanetin ŞİA, DEAŞ, PKK, PYD versiyonu bir başka… Bu örgütler adeta vahşet ve canilik yarışında. Hedef gözetmek yok… Kadın erkek, çocuk büyük, sivil asker, ayırmak yok… Hastane, pazaryeri, okul, fırın, ev, resmi daire ayırmak yok… Sadece öldürmeye, yakmaya, yıkmaya yok etmeye programlanmış robotlar gibi… Bunları yapan değil Müslüman, insan dahi olamaz dedirten binlerce vahşet ve cinayet…

Tüm bu sayılanların içinde Şia’nın özel bir yeri var. Çünkü Şia 1350 yıldır kin ve nefretini harlayarak, katlayarak kinine kin, düşmanlığına güç katmaktadır. Her yıl Kerbela matemlerinde yapılan, zincirlemeler, sine dövmeler, başlarını, sırtlarını, bedenlerini satır, kılıç ve kimi kesici delici aletlerle paralamalar boşuna değil…

Tüm bunlarla haşhaşileşmiş taraftarlarında ümmet ve Sünni düşmanlığını pekiştiriyor. Bunun neticesinde Şia, her Müslümanı, yezidi, beni Ümeyye ve Hz. Hüseyn (ra) katili olarak görüyor. Tabi eline fırsat geçtiği anda, ibadet aşkıyla ve en vahşi yöntemlerle öldürmeye hazır kıtadır. Nitekim son yıllarda sırtını dünyanın her renkten kâfirlerine dayadıktan sonra tarih içinde hiçbir zaman sahip olmadığı bir fırsata kavuştu. Tepsi içinde kendisine 5 tane devlet verildi. Artık kim tutar Yahudi tohumu bu vahşileri…

Son günlerde Şia’nın günü birlik sergiledikleri binlerce vahşetinden bir tanesi çok vahşiceydi, akılı havsalayı stop ettirecek kadar şiddetliydi. Bin bir işkenceyle katlettikleri bir cami imamının göğsünü yarıp, kalp ve ciğerlerini çıkarıyorlar, parçalayıp paylaşıyor ve yiyiyorlar. Evet, yanlış duymadınız o vahşilerden kimisi bir insanın kalp ve ciğerlerini kamera önünde adeta bir seremoni ile dişleyip yiyiyor.

Bu Şia’nın güya nefret ettikleri beni Ümeyye’den Ebu Süfyan’ın karısı Hind henüz müşrik iken Hamza (ra) nın kalbini ve ciğerlerini çıkarıp yemişti. Ama bu kadının işlediği bu cinayet ve vahşet, müşrik olduğu döneme ait idi. Kendisinin babası, kardeşi ve kimi akrabaları Müslümanlar ve özellikle Hz. Hamza (ra) tarafından, bir önceki savaşta yani Bedir savaşında öldürülmüşlerdi. O da intikam histerisi ve şirkin verdiği kin ve nefretle bu vahşeti sergilemişti. Tabi bu kadın, Mekke’nin fethinden sonra iman edip, sahabe olma şerefine ermiştir.

Peki, Şia’daki top yekûn bu kin ve nefretin sebebi nedir? Neden Müslüman öldürmekten bu denli zevk almaktadırlar. Kendilerine ABD, AB vd. kâfirler tarafından altın tepsi içinde teslim edilen beş ülkede de benzeri vahşetleri devam ettiriyorlar. Zan etmeyin ki Şia bu vahşeti sadece Halep’te sergilemektedir. Aynı vahşet Şia’nın kontrolü altındaki tüm yerlerde gizli aşikâr devam etmektedir.

Evet, İran’da, ırakta, yemende, Lübnan’da ve Suriye’de… Eğer fırsat bulursa nerede Şia uzantıları varsa ilerde oraları da kendi hegemonyasına almak, aynı vahşetleri oralarda da sergilemeyi ibadet bilecektir. Çünkü Şia kin ve nefreti din edinmiştir. 12 imamı ilahlaştırmış, başta üç halife olmak üzere 5-6 sahabe dışında diğer sahabeleri tekfir etmektedir. Kur’an’ı Kerim ile tezkiye edilen Aişe annemiz ve hafsa (ra) ya ağza alınmayacak çirkinlikte iftiralar etmektedirler. Ümmete düşmanlığını ise o derekeye vardırmışlar ki, Şia akidesine göre 1 Sünni öldüren cennetlik, 10 Sünni öldüren hesapsız cennetliktir. Takiyye’yi de imanın bir rüknü saydıklarından onlardan asla emin olamazsınız. Mert bir kâfirden bile ahde vefa ve söze sadakat beklenebilir ama Şia’ya asla. Çünkü takiyye yapmadığından emin olamazsınız. Çare dost ve düşmanı iyi tanımak ve ümmet birliğini ihya etmektir. Bunca vahşetler, kin, nefret, takiyye ve hücrelere sinmiş münafıklıktan sonra, Şia’nın ümmet denkleminde yeri olur mu olmaz mı onu da sizin takdirlerinize bırakıyorum. Selam… Dua…

Muhammed Özkılınç

YouTube
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

uweta   © - Muhammed Özkılınç