Muhammed Özkılınç – Eğitimci ve Yazar – muhammedozkilinc.com

Değerli Olanın Değerini Bilmek

Değerli Olanın Değerini Bilmek
  • İnsan bir şeyin değerini bilirse, onu elde etmek için gayret sarf eder, gerektiği şekilde bedel öder. Onun için mücadele eder ve işini ciddi tutar, parmaklarının ucuyla tutmaz. Tabi böylece işinde başarılı olur. O işi; daha kısa zamanda ve çok daha iyi bir şekilde öğrenir.
  • Kimi araba veya mülklerin üzerine; “Miras değil, alın teri” yazılması boşuna değildir. Kurnaz arazi tüccarlarının, özellikle miras mallarını aldıklarını, emekle edinilmiş mallardan uzak durduklarını bilir misiniz? Çünkü emek verilerek, alın teri ve nasırlaşmış ellerle elde edilen bir mülkün değerini, sahibi iyi bilir. Bu sebeple de onu değerinin altında almak zordur. Ama miras alınan mal böyle değildir. Mirasçı miras malını çok daha rahat bir şekilde elden çıkarabilir.
  • Define avcıları, birçok risk altında nice emekler sarf ederler. Çünkü bulacakları bir eser, onların hayatını değiştirebilir. Bunun için nice geceler uykusuz kalır, yılan çıyan tehlikeleri içinde kazılar yaparlar. Eğer resmi bir izinleri yoksa, jandarma baskınını her an enselerinde hissederek çalışırlar. Verdikleri emek, döktükleri alın terleri ve yorgunlar da cabası…
  • Ziraatçılar ne büyük emeklerle ekip biçerler, gübreler, ilaçlar ve derken hasat ederler. Çünkü hasatları, bir yıllık emeklerinin karşılığı olacaktır. Ağzımıza götürdüğümüz bir lokma ekmeğin değerini, en iyi ziraatçılar biler. Çünkü o ekmeğin her zerresinde ne büyük emeklerin bulunduğunu yaşamış olarak bilirler.
  • Bağ, bahçe yetiştirenlerin durumu çok daha uzun vadeli emekler ve sabırlar gerektirir. Örneğin bir fıstık ağacına 13-15 yıl emek verildikten sonra, mahsul alınmaya başlanır. Düşünelim bir insan 15 yıl boyunca, hiçbir karşılık almadan; bakıyor, koruyor, sürüyor, bakıyor, buduyor, gübreliyor, suluyor, ilaçlıyor ve daha nice emekler veriyor. İnsanların az bir mülk için kan döküp can vermeyi dahi göze almaları bu değerin büyüklüğünü anlatmaya yeter sanırım.
  • Bir tüccarın, büyük emeklerle elde ettiği para ve sermaye de büyük bir değerdir. Onu elde etmek için, bir ömür tüketen ve hesapsız emekler veren bir tüccara sorulsa, onun değerini anlatacaktır.
  • Bir öğrenci, alacağı bir karne, diploma ve üst düzey tahsil için, ömrünün yarısını feda eder. Çünkü alacağı o evraklar, ömür boyu onun yolunu açacak, hayatını değiştirecektir. Nice uykusuz geceler ve dirsek çürütmeler, onun içindir.
  • Bir eve sahip olmak için uğraşan emekçi bir insan, neden sayısız külfetlere katlanır. Bu dünyada kendisine bir sığınak edinip soğukta, sıcakta, sığınacak. Harimi ismetinin emniyetini sağlamış olacak. Kiradan kurtulacak, onun bunun kibir ve minnetinden kurtulacak vs. Bu durum; bir okul, bir medrese, bir fabrika bir atölye, bir şirket vs. için de geçerlidir. Tüm bu kuruluşlar, kolay elde edilmezler, her birinin uğruna çok büyük emekler verilir. Ama neticesi alındıktan sonra, tüm bu emekler değer.
  • Suyun değerini en güzel, çölde susuz kalan insan bilir. Bu konuda çok dikkat çeken bir hadisi şerif şöyledir: “Vaktiyle bir adam yolda giderken çok susadı. Bir kuyu buldu ve içine indi; su alıp dışarı çıktı. Bir de ne görsün, bir köpek, dili bir karış dışarıda soluyor ve susuzluktan nemli toprağı yalayıp duruyordu. Adam kendi kendine “bu köpek de tıpkı benim gibi pek susamış” deyip hemen kuyuya indi, mestini su ile doldurdu ve mesti ağzına alarak yukarıya çıktı ve köpeği suladı. Onun bu hareketinden Allah Teâlâ hoşnut oldu ve adamı bağışladı.”

Sahâbîler:

– Ey Allah’ın Resûlü! Bizim için hayvanlardan dolayı da sevap var mı? dediler. Resûl-i Ekrem:

– “Her canlı sebebiyle sevap vardır” buyurdu. (Buhârî, Müsâkât 9, Mezâlim 23, Edeb 27; Müslim, Selâm 153. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 44; İbni Mâce, Edeb 8)

Twitter

Buhârî’nin bir başka rivayetinde “Allah ondan memnun oldu ve onu bağışlayıp cennetine koydu” beyânı yer almaktadır.

Buhârî ve Müslim’in diğer bir rivâyetlerinde de şöyle denilmektedir:

“Susuzluktan ölmek üzere olan bir köpek bir kuyunun etrafında dolaşıp duruyordu. İsrailoğullarından fâhişe bir kadın onu gördü; hemen çizmesini çıkardı ve onunla köpek için kuyudan su çekerek onu suladı. Bu yüzden o kadın bağışlandı.” (Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Selâm 155)

  • Ekmeğin, gıdanın değerini en güzel; günlerce aç kalan ve gıdasızlıktan tükenen insan bilir. Bunu bir Afrikalı, Yemenli veya Myanmarlı insana sorarsak o bize anlatabilir. Yıllardır devam eden suriye savaşında; günlerce yiyecek bulamayan kimi çocukların annelerine sordukları şu soru, bu konuda ip ucu verir: “Anne ben ne zaman öleceğim, orada istediğimiz kadar ekmek varmış? Ya da Suriye ve Yemen savaşı arasında aç susuz kalan mazlumların; dünya İslam alimlerine sordukları şu soru: “Açlıktan ölme dercesine gelen bir insan, kedi, köpek eti yerse caiz midir? Devam edeceğiz inşallah. Subheneke… Bihamdike… Esteğfiruke…

Muhammed Özkılınç

YouTube
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

uweta   © - Muhammed Özkılınç