DKV Kardeşlik Buluşması
13. Ekim tarihlerinde Davet ve Kardeşlik Vakfının organize ettiği kardeşlik buluşması programındaydık. Nevşehir Kozaklı ilçesinde, bir termal otelde 4 gün 3 gece süren program dolu dolu ve çok bereketli geçti. Bayan ve çocuklarla beraber 600 civarında katılımla gerçekleşen buluşma birçok hayırlara vesile oldu.
İlk iki gün, başta Davet ve Kardeşlik Vakfı genel başkanı Sayın Recep Songül, vakfımızın değerli şahsiyetleri ve görevli komisyonların her biri kendi dallarında nefis sunumlar ve anlatımlarda bulundular. Son gün ise 4 misafir konuşmacının sunum ve konferansları oldu. Araştırmacı yazarlar Nevzat Çiçek, Mine Ezgi ve değerli eşi ve gazeteci yazar, Ahmet Varol…
Programda son sunucu gazeteci yazar Ahmet Varol idi. Kardeş gazetemiz Yeni Akit ve birçok site ve dergide yazıları devam eden değerli dost Varol beyefendinin sunumu gayet nefis idi. Tüm ümmet gibi Davet ve Kardeşlik Vakfı camiasını da yakından ilgilendiren konulara değindi. “İslam âleminde yaşananlar” başlığında anlattıkları bir saati aşkın sunumundan kısa notlar şöyleydi:
Tarihte ve günümüzde Şia ihanetine örnekler:
- Selahaddin Eyyubi, Selçuklulara asla ihanet etmedi. Tam aksine ne yaptıysa hep ümmetin maslahatı için yaptı. Bu konudaki iddialar mesnetsiz ve delilsiz ve çok haksız ithamlardır.
- Selçuklular topyekûn savaş ilan ederek başlattıkları 1. Haçlı savaşında tüm haçlılara karşı amansız bir savaşa devam ederken, o zamanlar mısıra hükmeden Şii Fatımiler arkadan açtıkları cepheyle 1097 yılında Filistin Kudüs ve dolayısıyla mescidi Aksay’ı da işgal ettiler.
- Sadece 2 yıl sonra 1099 yılında haçlılarla anlaşarak ve hiçbir direnişte de bulunmayarak, Kudüs ve Mescidi Aksay’ı haçlılara teslim ettiler. Fatımilerin kendi işgallerinde ümmetten kaç binlerin şehid edildiği bilinmiyor. Haçlılarınsa sadece Kudüs’te barbarca, vahşice katlettikleri şehit sayısı 80 000 olarak kaydediliyor.
- Bir haçlı komutanı bu işgal ve katliam sonrası Kudüs sokaklarında atlarının, naaşların sıklığından dolayı yürümekte zorlandığını ve toynaklarının adeta kan gölcüklerinde kaybolduğunu anlatmaktadır.
- Kırk yıla yakındır ABD ve İsrail aleyhinde en sert sloganları atan ve ümmetin birlik beraberliğinden bahseden Şia’nın, günümüzde ümmete karşı yaptığı ihanetlerin tarih boyu devam ettiği malum. İşte Fatımilerin bu ihanetleri onlarca ihanetten sadece biridir.
- On bir yıl boyunca ümmet birliğini tesis etmek için çalışan Selahaddin Eyyubi, ümmeti iki büyük beladan kurtardı. Şii Fatımiler ve haçlılar… Ayrıca Fatımilerce kurulan ve Şiileştirme çalışmalarına bolca eleman yetiştiren El-Ezher üniversitesini de büyük bir fitneden kurtararak asli hüviyetine kavuşturdu.
- Kudüs’ün fethi sonrası, Nureddin Zengi’nin kendi eliyle yaptığı özel ahşap minber, vasiyeti gereği, Selahaddin Eyyubi tarafından mescidi aksaya yerleştirilmiştir. Bu minber 1969 yılında gasıp Siyonistlerin kundaklaması sonucu Mescidi Aksa’da çıkarılan bir yangında yanmıştır.
- Tunus’la başlayan, Mısır, Libya ve Yemenle devam eden ümmet kıyamının Suriye’de tıkanması, sonra da karşı devrimler ve askeri darbelerle sonuçsuz bırakılması nedendir? Baas rejiminin direnişi mi… Rusya, Çin vb. devletlerin baas rejimine yardımlarının sonucu mu? Tüm bunların etkisi elbette vardır. Ancak asıl sebep, başta İran olmak üzere İran’ın koordinesiyle dört bir yandan Şii milisleri ve ordularının topyekûn savaşlarıdır.
Mısır ve yemende olan biteneler:
- Mısırdaki İslam devriminin sisi darbesiyle karşılanmasının başrolü, Suud Kralı vd. körfez emirleri ve sultanlarıdır. (Tabi ki tüm batılılar ve Şia’nın da onay ve destekleri de unutulmamalı…)
- Sisi geçenler Ezher şeyhlerine yaptığı bir konuşmada diyor ki: “bir buçuk milyarlık İslam âlemi, dünyayla savaş halindedir. Çünkü kutsal kitaplarda sorunlar var.” ondan kısa süre sonra Kıptilerin Noel’ine katılarak toplanan papazlaraysa şöyle iltifatlarda bulunuyor. “Dünyaya uygarlığı siz öğrettiniz.” Düşünebiliyor musunuz İslam diyarı bir asırdan fazladır işgal altında… Katliam sömürü talan ve her tür insanlık dışı muameleye maruz… Ama Sisi gözlüğünden bakınca zalimlerle mazlumların yeri değişiveriyor.
- Emirler, krallar ve sultanlar, şu an ölüm tarlalarına dönüştürülen İslam diyarındaki tüm bu cürümlere ve sisinin vahşetine ortaktırlar. Tabi ki tüm bunların hesabının sorulacağı bir gün elbette gelecektir.
- Aynı hainler yemende Şii Husi’lere açıkça destek vermekle yemendeki katliam ve işgalin de ortağıdırlar. İşbirliği yaptıkları Şia namluları bu hainlere çevirdiği zaman, zulümlerinin cezasının bir kısmını kendi ortaklarından bu dünyada görmüş olacaktır. Mahşer ve cehennem cezaları hariç… Devam edeceğiz inşallah. Selam… Dua…
Muhammed Özkılınç