Güneş Batıda Batar
Güneş nasıl ki doğudan doğup batıdan batıyorsa; fazilet, erden, hayır ve iyilikler de doğudan doğuyor ve batıda batıp kayboluyor. Ama buna mukabil, dünyada ne kadar şer, fesat ve kötülükler varsa, batı kaynaklıdır. İnceleyiniz bakınız, ağza alınamayacak, kalemin ve klavyenin yazmaktan hayâ edeceği ne kadar ahlaksızlık varsa, batı kaynaklıdır.
Enteresan bir benzetme ama söylemeden geçemeyeceğim. Güneş, bir defa batıdan doğacak ama bu kıyametin kopuşu olacaktır. Yani dünyaya hayat veren güneş doğudan doğuyor. Dünyanın hayatını bitirecek olan güneşse batıdan doğuyor. Şimdi dünyada insanlık adına ne varsa hemen hepsini sona erdiren şer ve ifsatların batıdan doğup çıkması düşündürücü değil mi?
Şu halde bir millet var olmak istiyorsa, insanı insan yapan ve ona insanca bir hayat bahşeden İslam’a teslim olmak zorundadır. Bir o kadar da, insani değerleri yok eden batı kültüründen sakınmak ve neslini batının sınırsız ahlaksızlıklarından sakındırmak zorundadır. Batının tarihi döktüğü kanlardan kıpkızıl olduğu kadar, şer ve fesatlardan da kapkaradır. Şu anda medya ve doğudan sömürdüğü servetin gücüyle kapkara yüzünü yalandan makyajlarla allı güllü göstermesine aldanmayalım.
Batasıca batı, tüm bu şer ve kötülüklerin, kendilerini uçuruma çektiğini ve yok oluşa doğru götürdüğünü net olarak görmüş olduğundan, bizi ve tüm İslam âlemini de kendilerinin saplandığı bataklığa çekemeye çalışıyor. İnsanca varlığını devam ettirmek isteyen, feraset ve basiret sahibi her insanın, batı kültüründen “korona, ebola, sars, AİDS” vs. virüslerden kaçar gibi kaçması ve korunması lazımdır. Aksi halde akıbet; dünyada zillet, ukbada azap ve felaket olur.
Son iki üç asırdır batı ve özellikle ABD ve Avrupa, demokrasinin beşiği ve insan haklarının tek hamisi olarak lanse edilir. Özellikle son yüz yıl, bu reklam ve algı operasyonu girişimlerinin fırtınaya dönüştüğü çağdır. Bunun sonucu olarak, özellikle üçüncü dünya ülkeleri denilen tüm ülke halkları, batıyı adeta yalancı bir cennet gibi düşler oldular. Tabi bizim ülkemizde de aynı paralelde, algı operasyonları hep devam etti.
Bizim neredeyse tüm siyasetçilerimiz, sanatçılarımız ve kimi üst düzey bürokratlarımız, yıllarca ağızlarının dolusuyla “Muasır medeniyet” söylemlerini en üst perdeden tekrar ettiler. Şu hala bunu devam ettiriyorlar. Bunun sonucu olarak, yeni neslin her birisinin gönlünde bir Avrupa hayali yatmaktadır. Öyle ki vize serbestisi gibi bir durumda, genç neslin neredeyse dörtte üçü, gözü kapalı kapağı Avrupa’ya atacaktır. Hâlbuki her açıdan kendi ülkemiz bu gün Avrupa’yı sollamış durumdadır. Özellikle ekonomik açıdan batıdaki sıradan insanlar perişan haldedir.
Batı ve işbirlikçileri, bir yandan batıyı allayıp pullarken, diğer yandan başta İslam ülkeleri olmak üzere, tüm mazlum coğrafyaları, karalamaya devam ettiler. Kendilerinin kapkara çehrelerini ustaca kamufle ederken, bizim ülkelerdeki olumsuzluklarıysa köpürterek ve bire on katarak yaydılar. Kendi ülkelerindeki nice vahşi cinayetleri ya hiç gündeme getirmeden veya kısa bir haber olarak geçerken, bizdeki aynı haberleri günlerce ve neredeyse gün boyu reklam yaptılar.
Batıda her gün binlerce çocuk kayboluyor. Bunlar çocuk mafyasının mı, organ mafyasının mı eline düşüyor? Haber yok ve dünya buna karşı üç maymun. Ama bizim taşradaki bir köyümüzde bir çocuk kaybolduğu zaman, ölüsü veya dirisi bulununcaya kadar, her saat ana haber bültenlerinin konusu olmaya devam ediyor. Bu durum tüm yüz kızartıcı suçlarda da aynı. Hâlbuki batıda yüz kızartıcı suçların bini bir para. Bu suçların bir kısmı da, özgürlük ve çağdaşlık statüsüne girdiği için saten suç sayılmıyor. Mesela birçok batı ülkesinden uyuşturucunun kontrollü ticareti serbesttir.
Hatırlarsanız son ırak ve Suriye işgaline kadar, ABD her yıl terör ülkeleri listesi yayınlardı. Bazılarını da “şeytan üçgeni” vb. sıfatlarla tavsif ederdi. Ama öyle görünüyor ki, artık mızrak çuvala sığmıyor. Artık “büyük şeytan Amerika’nın” zulüm, sömürü ve hırsızlıkları, ayyuka çıkmış durumdadır. Dolayısıyla batının kendi hırsızlıkları, vahşilikleri bu kadar tavan yapınca, artık algı operasyonları pek inandırıcı olmuyor. Bu nedenle ABD, bir zamandır terör ülkeleri listeleri yayınlamıyor.
Bir asırdır özellikle İslam âlemini hem işgal edip sömürdüler, hem de neden İslam ülkeleri geri kalmış, demek ki İslam gerici dediler. Gariptir ki, gençlerimizin büyük bir kısmını bu yalanlarına inandırdılar. Hala solcu denilen kimi örgütler, aynı şarkıları söylemeye devam etmektedir.
Hâlbuki üçüncü dünya ülkeleri denilen tüm mazlum ülkeler, batı ülkelerinin bir şekilde sömürdüğü, yer altı ve yer altı zenginliklerini çaldıkları ülkelerdir. Yavuz hırsız dediğin böyle oluyor işte. Batı hem suçlu hem de güçlü. Hem geri bırakıyor, hem de neden gerisiniz diyor. Daha da çirkini, geri bırakmışlığını İslam’a mal edip “sizin dininiz gerici” diyor. Hem pervasızca çalıyor hem de çaldıkları zenginliklerle ahkâm kesiyor. Subhaneke… Bihamdike… Esteğfiruke…
Muhammed Özkılınç