Havar Ey İnsanlık!

Suriye’deki Şii Nusayri Baas rejiminin akıl almaz işkencelerle katliam yapma vahşeti yeni değil. Yetmiş yıldır sistematik işkenceler hep devam etmektedir. Yetmiş yıldır gözaltına alınan sayısız insanlardan 10-20-30 yıl hiç haber alınamadığı olmuştur. Nice kereler araya çok büyük torpiller konularak alınan kişinin, sadece hayatta olup olmadıkları dahi öğrenilememiştir.

Ancak Hama Humus vb. toplu katliamları saymasak geçmişteki kıyımlar sinsice seri ve aşamalı devam ediyordu. Üç yıldır Suriye’de katliam başladığından beriyse bu toplu katliamlar halinde devam ediyor.

Şuan gündeme gelen ve işkenceyle öldürülen 11.000 kişi sadece bir görevlinin bir hastanede çekebildiği rakamdır. Ya çekilemeyenler… Ya diğer hastanelere getirilenler… Ya hiç getirilmeyenler… Ya getirilmeyip gömülenler… İşkence görmesine rağmen ölmeyenler… Sakat kalanlar… İşkence hanelere götürülmeden öldürülenler… Sokakta infaz edilenler… Yıkılan binaların altında kalanlar… Okulların, hastanelerin enkazından çıkarılamayıp mezarı enkaz olanlar… Fırınlarda ekmek sırası beklerken varil bombalarıyla parçalananlar… Cenaze merasimlerinde füzelerle vurulanlar… Pazaryerlerinde uçaklarla helikopterlerle katliama uğrayanlar… Kimyasal silahlarla binlercesi bir defada katledilenler… Ve daha neler… Yüz bin mi… yüz elli bin mi… iki yüz elli bin mi… beş yüz bin mi… daha mı fazla?

150.000 büyük bir rakam. Ancak böylesi vahşetlerde kayıplar genelde resmi rakamların 5-10 katıdır. Çünkü burada ibadet aşkıyla öldüren gözü dönmüş vahşilerin katliamı var. Şia bu katliamlarında her şeye rağmen doğulu batılı tüm kâfirlerle işbirliğindedir. Şu ifadeleri derince düşünün lütfen “Bizimle muhaliflerimiz arasında herhangi bir kardeşlik ve dokunulmazlık yoktur” “Muhaliflerimizin küfründe hiçbir şüphe yoktur. Çünkü imamlardan birinin velayetini inkâr etmek onlardan başka birinin hilafetini kabul etmek ve cebir gibi batıl inançlara sahip olmak zındıklık ve küfrü gerektirir. (Mesabih El-Fukeha fil Muamelat, Ayetullah El-Uzma Ebul Kasım El- Hui, II, 11)

Şia kaynakları böylesi kin ve nefret ifadeleriyle doludur. “bir Sünni öldüren cennete girer. On Sünni öldüren hesapsız cennete girer” inancı şaka değil…

Havar ey dünya… havar ey güneş, ay, gezegenler, yıldızlar ve tüm ecram… Havar ey insanlık… havar ey vicdan… havar ey iz’an… havar ey merhamet… havaaar hahooo hahooo

Bu vahşetin çeyreği değil, onda biri değil, yüzde biri değil, binde biri, ABD de, Rusya’da, Çin’de olsaydı veya herhangi bir Avrupa ülkesinde olsaydı, beyaz adam yine böyle sessiz kalır mıydı?

Havar ey kuşlar; Ebabiller, kartallar, atmacalar… Havar ey kurtlar, sırtlanlar, çakallar, tilkiler, kaplanlar, aslanlar, maymunlar vd. vahşi hayvanlar… Havar ey balıklar; piranalar, köpekler, balinalar ve tüm deniz canlıları… HAVAR yılanlar çıyanlar, akrepler ve tüm zehirli sürüngenler, haşaratlar şahit olun ki; Şia’nın öncü birlikleri Şam diyarını talan ediyorlar. Canlar talan ediliyor, mallar talan ediliyor, namuslar talan ediliyor. Ümmetin izzeti talan ediliyor. Kim insan, kim hayvan, kim vahşi kim değil? Hangi yırtıcı hayvan Şia’nın ve avenelerinin yaptığı bu vahşeti yapabilir?

Havar ey dağlar… Havar ey nehirler, dereler, denizler, okyanuslar… HAVAR ey Kızıldeniz… Haho ey Nuhun tufanı… Havar ey bitkiler, dikenler, ormanlar… HAVAAAR HAHOOO yeryüzünde Suriyeli mazlumların feryadını duyan, akıtılan kanlarını gören, gözyaşlarını önemseyen, açlıktan ölmelerini dert edinen, çiğnenen harimi ismetlerini dert edinen, katliam ve soykırımlarının acılarını hisseden bir âdem oğlu yok mu? Çok az… Var olanların da sesleri duyulmuyor, bastırılıyor, susturuluyor, karartılıyor. Zalim mazlum, mazlum zalim yapılıyor… Ak kara, kara ak gösteriliyor… Teröre maruz kalan, kıyıma uğrayan mazlumlar terörist ilan ediliyor… Onlara yardım etmeye çalışanlar teröristlere yardım ve yataklıkla yaftalanıyor… Hem de yıllardır İslam’dan, İslam kardeşliğinden, ittihadı İslam’dan bahsedenler tarafından…

Lanetullahi alez zalimîn… lanetullahi alel münafikîn… lanetullahi alel kafirîn

Ey mazlumları rabbi! Ey kimsesizlerin yardımcısı senden başka gidecek kapımız yok. Günahlarımızı itirafla sana geldik. Bizi bize bırakma Allah’ım! Bizi sensiz bırakma Allah’ım!… Mazlumları zalimlerin eline bırakma Allah’ım!… Ey firavun ve ordusunu denizle helak eden rabbimiz! Beşşar ve taifesini helak eyle… Ey nemrut ordularını sivrisineklerle helak eden rabbimiz! Bu asrın nemrudi güçlerini helak eyle… Ey Ebrehe ordularını ebabillerle helak eden rabbimiz! İslam âlemini mezbaha neye çeviren zalimleri, münafıkları, kâfirleri helak eyle… bu vahşete seyirci kalan, hatta devamını isteyen zalimlerin hakkından gel ya Rabbi!..  bu vahşete sessiz kalan Müslümanlara basiret ver, ıslah eyle ya Rabbi!…

Muhammed Özkılınç