Hz. Ebubekir (r.a) 4
Bedir’de, oğlu Abdurrahman müşrikler safında yer aldığında Ebu Bekr Sıddık (ra) oğluyla çarpışmıştır. Sadece o değil, Bedir’de birçok sahabe, oğlu, kardeşi, babası, dağisi ile çarpışmıştı. Bedir savaşı, Müslümanların İslam’ı her şeyden üstün tuttuklarını, Allah için en yakınları olan müşrikleri kan bağı veya kabile taassubu içinde kalmadan, başka insanlardan ayırt etmeden öldürdüklerini göstermektedir. Resulullah (sav) ın bir amcası, Hamza İslam ordusu safındayken öteki amcası Abbas, düşman safındaydı. Yeğeni Ubeyde kendi yanındayken, öteki yeğenleri Ebû Süfyan ve Nevfel müşriklerle beraberdi. Hatta kızı Zeyneb’in esi Ebû’l-As da Rasûlullah’a karşı müşriklerle birlikte savaşıyordu.
Hicretin 9. yılında Medine’de büyük bir kitlik oldu. Bu arada Bizans imparatoru Sam’da Hicaz bölgesini istilâ etmek üzere büyük bir ordu hazırladı. Resulullah (sav) bu orduya karşı İslam ordusunu hazırlarken, kitlik sebebiyle zorluklarla karşılaştı. Ebû Bekir (ra) malının hepsini bu ordunun hazırlanmasında kullandı. Hicretin onuncu yılında “Vedâ Haccı”nda bulunan Resulullah (sav) on birinci yılda hastalandı.
Hilâfeti
Hicrî on birinci yılda hastalanan Resulullah (sav) 13 Rebiu’levvel Pazartesi günü (8 Haziran 632) vefat etti. Onun vefatını duyan Müslümanlar büyük bir üzüntüye kapıldılar ve ilk anda ne yapmaları gerektiğine karar veremediler. Ama o da bir ölümlüydü. Hz. Ömer, onun Hz. Musa gibi Rabbi ile buluşmaya gittiğini, O’nun için “öldü” diyen olursa ellerini keseceğini söylüyordu. Ebû Bekir (ra), Rasûlullah’ın iyi olduğu bir sırada ondan izin alarak kızının yanına gitmişti. Vefat haberini duyar duymaz hemen geldi, Rasûlullah’ı alnından öptü ve “Anam Babam sana feda olsun ya Rasûlullah. Ölümünde de yaşamındaki kadar güzelsin. Senin ölümünle peygamberlik son bulmuştur. Şanın ve şerefin o kadar büyük ki, üzerinde ağlamaktan münezzehsin. Ya Muhammed! (sav) Rabbinin katında bizi unutma; hatırında olalım …” dedi. Sonra dışarı çıkıp Ömer’i susturdu ve: “Ey insanlar, Allah birdir, O’ndan başka ilâh yoktur, Muhammed O’nun kulu ve elçisidir. Allah apaçık hakikattir. Muhammed’e kulluk eden varsa, bilsin ki o ölmüştür. Allah’a kulluk edenlere gelince, şüphesiz Allah diri, bâkî ve ebedîdir. Size Allah’ın su buyruğunu hatırlatırım: “Muhammed sadece bir elçidir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Simdi o ölür veya öldürülürse siz ökçelerinizin üzerinde geriye mi döneceksiniz? Kim ökçesi üzerinde geriye dönerse Allah’a hiçbir ziyan veremez. Allah şükredenleri mükâfatlandıracaktır” (Âli İmrân, 3/144). Allah’ın kitabı ve Rasûlullah’ın sünnetine sarılan doğruyu bulur, o ikisinin arasını ayıran sapıtır. Şeytan, peygamberimizin ölümü ile sizi aldatmasın, dininizden saptırmasın. Şeytanın size ulaşmasına fırsat vermeyiniz” (İbn Hişam, es-Sire, IV, 335; Taberî, Târih, III, 197,198).
Dersler ibretler
- Ashabı kiram (Rıdvanullahi aleyhim ecmain) için İslam davası her şeyin üstündeydi. En yakın akrabaları da dâhil. Öyle ki nice babalar evlatlarına, evlatlarda babalarına kılıç çekmeden çekinmediler. Amca ve dayılar yeğenlerle, yeğenler de amca ve dayılarla İslam uğrunda savaştılar.
- Ashabı Kiram’ın tamamı hayır yarışında bizim havsalamızın alamayacağı kadar fedakârdılar. Ebu Bekr Sıddık (ra) ise bu yarışın hep şampiyonu olmaya devam etti. Sadece bu defa değil onlar ömür boyu bu yarışa devam ettiler. Yarışın bu maratonunda Ömer (ra) Ebu Bekr (ra) i geçebileceğini düşünerek malının yarısını getirmişti. Resulullah (sav) ın “çocuklarına ne bıraktın?” sorusuna: “getirdiğim kadarını” diye cevap vermişti. Az sonra Ebu Bekr Sıddık (ra) malının tamamıyla çıkageldi. Resulullah (sav) ın aynı sorusuna, “Allah (cc) ve Resulünü (sav) bıraktım.” Diye cevap verdi. Ömer (ra): “Vallahi hiçbir zaman Ebu Bekr’i geçemeyiz.” Diyerek hayır yarışında onun şampiyonluğunu kabul ve ilan ediyordu.Resulullah (sav) a her seslenişlerinde “Anam babam sana feda olsun ya Resulullah (sav)” diye seslenen Ashabı kiram (Rıdvanullahi aleyhim ecmain) ın gözünde mal neki…
- Büyük felaketlere hazırlıklı olup metanetimizi korumanın önemi…
- Şok edici olaylar anında soğukkanlılığını koruyacak rehberlerin varlığının önemi…
Musibetlerden şok olan toplulukları doğru olana irşad edip, teskin edici nasihatlerde bulunmak hayati önem taşır. Ömer (ra) gibi Şeytanın dahi heybetinden yanına yaklaşamadığı bir şahsiyet, Resulullah (sav) ın vefatı gerçeğini kabullenemeyip şoka girebiliyor. Şüphesiz bu, nice kitleleri şoke edecek kadar büyük bir olaydır. İşte böyle anlarda Ebu Bekirlere, Ebu Bekirce çıkışlara hayati ihtiyaç vardır. Böyle zamanlarda Ömer heybetinden Ebu Bekir soğukkanlılığı daha önemlidir. Devam edecek inşallah. Selam… dua…
Muhammed Özkılınç