Muhammed Özkılınç – Eğitimci ve Yazar – muhammedozkilinc.com

İnsanlığın Hayat Gıdası Sıla-i Rahim (Akrabalık)

Önemine binaen, neredeyse tüm İslam âleminde her Cuma hutbeden sonra tekrarlanan şu ayeti kerimeyi, biz en başta zikrederek başlayalım. “Şüphesiz ki Allah, adaleti, iyiliği ve akrabaya (muhtaç oldukları şeyleri) vermeyi emreder. Fuhşiyattan, kötülükten ve azgınlıktan da meneder. İbret alasınız diye size (Allah, böyle) nasihat eder.” (Nahl, 90)Sonra daha derinden, daha çarpıcı bir uyarı: “Fakat Allah’ın tevhit akidesini kabullendikten sonra onu bozanlar ve Allah’ın bağlanmasını emrettiği bağları koparanlar (akrabalık bağlarını kesenler) ve yeryüzünü fesada verenler var ya; işte bunlar, lânet onlara ve yurdun kötüsü Cehennem de onlara” (Rad, 21–25)

Bir millet parası, silahları, teknolojisi ve nüfus kalabalığıyla değil, manevi değerleriyle güçlüdür. Bu manevi değerler din, iman, sılayı rahim (akrabalık bağları( komşuluk, arkadaşlık, aile vb. değerledir. Bir toplumda bu değerler ne denli güçlü, sıcak ve işler durumdaysa o toplum o kadar güçlüdür. Bir toplumda bu değerler zaafa uğramışsa o toplumda zayıftır. Eğer bir toplumda bu değerler yok olmuşsa o toplumun kendisi de er veya geç yok olmaya mahkûmdur. Hatta belki yok olmuşta farkında değildir.

Bu değerlerin oluşturulup korunmasında değişik etkenler bulunmakla beraber şüphesiz bu konuda akrabalık ilişkilerinin büyük rolü vardır. Tüm bu manevi değerler ailede yoğrulup pişirilir, sonra aileler arası münasebetler, akrabalık ilişkileriyle birbirlerine taşınır ve nesillere ilmek ilmek işlenir. Şu halde bir toplumun geleceği olan bu dinamiklerin varlığı ve devamı aile yapısının sağlam olarak devam etmesi ve aileler arası akrabalık bağlarının sıcaklığını gerektiriyor. Yani aile ne denli sağlam ve akrabalık ilişkileri ne denli sağlıklı devam ediyorsa toplumda sağlam ve güçlüdür. Ama aile yapısı çürümüş ve akrabalık bağları çökmüşse toplumda çökmüştür. İsterse maddi değerler açısından dudak ısırtacak güce sahip olsa da.

Twitter

İşte batı âlemi, maddi değerler açısından alabildiğine güçlü ve göz kamaştırıcı görünüyor. Ancak batının aklıselim düşünür ve bilim adamları yıllardır; akrabalığın bittiğini, yardımlaşma ve paylaşmanın çöktüğünü ve aile yapısının sos verdiğini, çok kere dile getiriyorlar. Böyle giderse batı toplumunun pek ömrü kalmadığını haykırıp duruyorlar. Ancak kapitalizm virüsüne müptela olmuş devlet, kurum ve sorumluluk makamında bulunanlar bu çığlığı duymuyorlar.

Tabi batının bu çirkefi sadece kendisini değil dünya insanlığını da tehdit ediyor. Zira batı kendisinin sonunu hazırlayan bu çökmüşlüğü, hasımlarına karşı bir soğuk savaş aracı olarak kullanmaktadır. Bu virüsü binlerce TV kanalı ve internetten yüzlerce dilde tüm dünya insanlığına bulaştırmaya devam etmektedir. Takdir edersiniz ki bu sinsi savaş sıcak savaştan çok daha tehlikeli, zira el bombası çikolata, zehir bal görünümünde sunulmaktadır neslimize. Korkarım ki batıdaki gibi yok oluşta yokuş aşağı gidiş başladığında farkına varsak da iş işten geçmiş olacak.

Şu an toplum olarak ne kadar birbirimize yabancılaştığımız malum. Ulaşım ve iletişim vasıtalarının şimdiye göre yok denecek kadar zayıf olduğu bundan 50-60 sene önce, akrabalık ilişkilerimiz bundan belki bin kat daha sıkı, daha sıcak, daha samimi, hasbi ve içten idi. Şu hale bakın ziyaretleşmeler, gidip gelmeler, görüşmeler, dertleşmeler, yardımlaşmalar vs. sosyal hayat bu ulaşım ve iletişim imkânlarıyla katlanarak çoğalması gerekirken, tam tersine geriye gidiş var… Amca uşakları birbirlerini tanımıyor, gitmiyor, gelmiyor, ziyaretleşmiyor. Aynı sitede değil, aynı apartmanda yaşayan nice komşular yıllarca, birbirlerini görmüyor, sormuyor tanımıyor. Bu insanların birbirlerinin sevinç ve tasalarını paylaşmaları mümkün mü?

Ebu Hureyre (ra) rivayetle, Resulullah(sav) buyurdular ki:

‘Allah-u Teâlâ, mahlûkatı yaratıp bunların takdiratını tamamlayınca, akrabalık ayağa kalkarak:

−‘Ya Rabb! Burası, akrabalık münasebetlerini kesmekten sana sığınanların makamıdır’ dedi. Allah-u Teâlâ:

−‘Evet, sana sıla yapana benim de sıla yapmama; senden alâkayı kesenlerden benim de alâkayı kesmeme razı olmaz mısın?’ buyurdu. Akrabalık:

−‘Evet’ diye cevap verdi. Allah-u Teâlâ:

−‘Bu sana verilmiştir’ buyurdu. Bundan sonra Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

‘İsterseniz şu ayetleri okuyunuz’ dedi ve:

‘Geri dönerseniz hemen yeryüzünde fesat çıkaracak, akrabalık bağlarınızı keseceksiniz, öyle mi? Onlar öyle kimselerdir ki Allah onları lânetlemiş, sağırlaştırmış ve gözlerini kör etmiştir. Onlar Kur’an’ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinde kilitler mi var?” (Muhammed 47/22-24) buyurdu.” (Müslim) Devam edeceğiz inşallah. Selam… Dua…

Muhammed Özkılınç

YouTube
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

webnorya ✔ © - Muhammed Özkılınç