Kalp Dönüşmeden Suret Dönüşmez
Şurası kesin ki, şu anda yeryüzünde İslam gibi özgün; ne bir ideoloji, ne fikir, ne sistem, ne de inanç vardır. Bu dün böyleydi, bugün böyledir, yarın da böyle olacaktır. Yahudilerin Tevrat’ı, Hristiyanların İncil’i ne hale getirdikleri malum. Bu nedenle de ehli kitabın din namına hiçbir şeyleri kalmamıştır. Tamamen haz ve şehvetlerinin kulu, para ve maddenin kölesi haline gelmişlerdir.
Durum buyken, batının bize verecek neyi olabilir? Tam aksine, batmakta olan tüm insanlığın kurtuluşu, ilk günkü gibi taptaze kaynakları olan İslam’a mümkündür. Kur’an ve Sünnetle mümkündür. On dört asır önceki cahiliye vahşetinden insanlık nasıl İslam ile kurtulduysa, şu anki çağdaş cahiliyenin kurtuluşu da yine İslam’la olacaktır.
“İslam dönüşmez dönüştürür.” 14 asır önce nasıl dönüştürmüşse, şimdi yine dönüştürür. Cahiliye vahşetini, İslam’ın esenlik ve meveddetine İslam çevirdi. Devri şekaveti, saadet asrına İslam çevirdi. Eşkıya bir toplumu, evliya bir topluma İslam çevirdi. Şu anda insanlık, vahşi batının ifsadıyla tekrar cahiliye asrına dönüşmüşse tek çare var, o da İslam’dır.
Ama İslam özgün kalırsa, vahyin tazeliğini korursa bunu gerçekleştirir. Eğer muharref İsevilik, Musevilik gibi bir kuşa çevrilirse bu mümkün olmaz. İşte küresel zalimler bunu bildikleri için, “ılımlı İslam” “Anadolu İslam’ı” “Amerikano İslam” “Avrupa İslam’ı” vb. içi boşaltılmış “İslamlar” oluşturmak istiyorlar. Yani biz farkında değiliz ama her bir batı taklitçiliği, özgün ve orijinal İslam kalesinde bir gedik açılması demektir.
Moda bunun için. Alkol, uyuşturucu, müzik, LBGT vb. tüm ahlaksızlıklar bunun içindir. NOEL, “sevgililer günü” “doğum yıldönümü” “evlilik yıldönümü” “Partiler” “kokteyller” eğlence adı altında sergilenene tüm ahlak dışı uygulamalar bunun içindir.
“Biz ne olacak canım yılda bir defadır” diyerek uyguladığımız bu vb. rezaletlerin her biri bizim fazilet ve erdemlerimizden onlarcasını alıp götürmektedir. Ancak, şekilde dönüşüm beraberinde ruhta ve iç âlemimizde de dönüşüm oluşturduğu için bir farkına bile varmıyoruz.
Hâlbuki “Müslüman benzemez, benzetir.” Başkalarına benzemeye çalışmaz. Aksine başkalarına kendi güzelliklerine benzetmeye çalışır. “Müslüman eksilerden etkilenen değil, artılarıyla etkileyendir.” Yani Müslüman başkalarının şer ve kötülüklerinden etkilenmez, kendi güzellikleriyle başkalarını etkiler.
İşte bunun için Müslüman özgün ve kendisi olmak zorundadır. Zira batının batırdığını çıkarabilecek sadece Müslümandır. Batının bozduğunu düzeltebilecek, sadece İslam ümmeti kalmıştır. Tüm dünyanın kurtuluşu İslam ile mümkündür. Dünya izzeti ve huzuru, ukba saadeti ve cenneti, sadece İslam iledir. Tabi İslam bunu Müslümanların eliyle yapacaktır. İslam’ın temsilcileri olan biz Müslümanlar da kendimizi batının kokuşmuş kültürü ve çirkefine salıverirsek, o zaman bu görevi kim yapacak?
Yahudi veya Hıristiyanlar bizim herhangi bir günümüzü kutluyorlar mı? Herhangi bir mukaddes değerimize saygı gösteriyorlar mı? Aksine en üst perdeden bu değerlerimize saldırıyorlar. Kaldı ki asıl olan onların batıllarını terk ederek İslam’a gelmeleri, bizim ise İslam ın doğruları üzerinde sebat etmemizdir. “Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar.” (Ali İmran 3/ 100) “Her kım bır kavme benzemeye özenirse o da onlardandır” ( Sünen-i Ebi Davut C: 4, Sh: 44, Beyrut) Şunu unutmayalım ki, “kalp kalbe benzemeden, suret surete venzemez.” Bu gün neslimiz, batıyı taklit etmek adına, kendisini maymuna çeviriyorsa, kalbi ve fikriyle batılılaşmış olduğundandı. Bir zamanlar yamalı elbise giymeyi zul kabul ederken, şimdi modadır diyerek, yama üstüne yama vuruyorsa, yepyeni elbiselerini, delik deşik, paramparça edip giyiyorsa, iç alemi de batı kültürüne ram olmuş demektir. Batılılara benzeyeyim diye bedenini delik deşik edip halkalar, boncuklar, takıyor, döğme yapmadık yer bırkamıyorsa, zininde, fikrinde, hatta itikadında küfre, şirke doğru kaymış demektir. Allah cc muhafaza… “Bir topluluk kendini değiştirmedikçe Allah onların durumunu/gidişatını değiştirmez.” (Rad 11) Subhabeke… Bihamdike… Esteğfiruke…
Muhammed Özkılınç