Kur’an Belletmenleri ve Velilerin Dikkatine
Bu yaz çocuklarımız açısından iki bereket bir araya geldi. Üç aylar ve yaz tatili. Çocuklarımız okul mevsiminde islamî eğitim ve öğretimden nerdeyse tamamen mahrum kalıyorlar. Birde buna çevre, okul, tv, internet vb etkenlerin olumsuzluklarını eklersiniz neslin nasıl bir girdap içinde olduğunu anlamak zor değil. Bu sebeple bu yaz tatili daha da önem arz ediyor.
Anne baba, talebeler ve hocalar olarak, madem bu işe bu kadar emek veriyoruz bari hep beraber bu kısa zamanı daha verimli nasıl kullanabiliriz, beraberce istişare edip plan yapmak önemli. Her birimizin değişik tecrübeleri mutlaka vardır. Bu tecrübelerimiz birbirimizle paylaşalım. Bizde eğitim ve öğretimle ilgili bazı tecrübelerimizi sizinle paylaşmak ve haddimiz olmadan nasihat babından bazı uyarılarda bulunma ihtiyacı hissettik.
Belletmenlerin dikkat etmesi gereken bazı noktalar:
- Eğitimi en zor olan varlığın insan ve insanlardan da küçük yaşta olanlarıdır. Bunu bilerek son derece sabırlı ve azimli olun.
- Ama bir iş zorlaştıkça ecri de çoğalır. Bilindiği üzere değerli olan daha çok bedel gerektirir. Dolayısıyla tüm zorluklara değer.
- Siz basit bazı mahalle çocuklarını eğitmiyor, aslında yarının toplumunu inşa ediyorsunuz. Bunu asla unutmayınız, yaptığınız işin büyüklüğünü hep göz önünde tutunuz.
- Bu yaptığınız iş peygamberler ve onların yolunu takip eden; sahabe, havarî vs Salihlerin mesleğidir. Onlarla haşrolmak ve cennette onlara komşu olmak gibi büyük bir kazancın içinde olduğunuzu unutmayın.
- Böyle büyük bir kazancı küçük dünyalıklarla asla kıyaslamayın ve ihlasınızı zedeleyecek durumlardan uzak durun. Tüm bu hizmetlerden sadece Allah (cc) ın rızasını hedefleyiniz.
- Çocuklara sadece Kur’an ın lafızlarını öğretmekle kalmayıp, Kur’an’ın mesajlarını kavramalarını da sağlayın. Kur’an’ın mesajlarını kavrayan bir çocuğun lafızlarını okuması zayıf olsa da ayaklarının üstünde duracak ve kendi kendine de olsa eksiklerini tamamlayacaktır. Ancak bu mesajlardan mahrum kalanlar Kur’an’ın metnini okumayı çok iyi bilseler de her an Kur’an yolundan ayakları kayabilir. Elbette bu tehlike her kes için mevcut ancak Kur’an ve sünnet ilimleriyle donanmış olanlar sağlam bir korunma edinmişler demektir.
- Çocuklarımızın Kur’an ve tecvitin yanı sıra, yeteri kadar; akaid, fıkıh, siyer, ahlak ve adab-ı muaşeret gibi temel bilgileri öğrenmeleri de önemlidir. Eldeki imkanlar ve zaman buna yeterli gelmeyebilir. Buna rağmen mümkün olanı vermeyi ihmal etmeyelim.
- Talebelerle diyaloğumuzu yazla sınırlı tutmayıp sonrasında da devam edelim. Bunun için mümkün olduğunca onların ve velilerinin isim ve en az bir telefonlarını listeleyerek, öğrendiklerini unutmamaları ve hayatlarında yaşamalarını sağlamak için takibe devam edelim.
- Çocuklara sert ve katı değil şefkat ve merhametli olalım. Ancak onları şımartacak şekilde laubali de olmamalıyız.
- Resulullah (sav) ın şu hadisi şiarımız olsun: “Allah (cc) a kasem olsun ki, bir insanın hidayetine vesile olman senin için dünya içindeki her şeyden daha hayırlı/değerlidir.” Siz bunlara nice maddeler ekleyebilirsiniz.
Velilerin dikkatine:
- Çocuklarınızın dünyası için onca emek ve masrafa girerken, lütfen onların ahretlerini de ihmal etmeyip gerektiğinde bedel ödeyiniz.
- Onların Kur’an ve temel dini bilgilerini öğrenecekleri en verimli yaş 7-15 yaşlarıdır. Sakın ihmal etmeyiniz.
- Onların okul veya bir mesleğe devam ederek kavramaları için üzerinde durduğunuz gibi, Kur’an ve dini bilgilerini öğrenip yaşamaları için de gerekli hassasiyeti gösteriniz. Unutmayınız ki onların dünyaları çok kısa ve geçici hayatlarıdır. Asıl hayat ise ebedi olan ahiret hayatıdır. Çocuğumuz bu dünyanın en zengini ve yüksek mevki ve makamlarına da sahip olsa, ebedi hayata cehenneme müstahak olursa neye yarar. Üstad ne güzel söylemiş: “ onu (cc) bulan neyi kaybetmiş, onu kaybeden neyi bulmuş?..”
- Evimiz yıkılsa, sermayemiz sıfırlansa, arabamız kaza yapıp hurdaya çıksa kendimize yenilerini edinebiliriz. Ama çocuğumuz yoldan saparak tinerci, kapkaççı olsa veya şirke fıska bulaşsa onum geri dönüşü yok. “Atsan atılamaz satsan satılmaz” misali…
- Unutmayalım ki biz anne babalar 30-40 yıl sonra büyük bir ihtimal dar-ı bekaya göçmüş olacağız. Şu an 10 yaşında olan çocuklarımız o zaman 20-30 yıl sonra 30-40 yaşlarında olup toplumu onlar oluşturacaklar. Şu halde geleceğin toplumunu bizim çocuklarımız şekillendirecektir. Dünyada huzur ve güven, ahirette ise ebedi saadeti kazanacak bir toplum için çocuklarımızın İslamî eğitim almaları şart.
- Resulullah (sav) ın şu ahdisini hepimiz biliyoruz: “insanoğlu öldüğünde amel defteri kapanır ancak üç (şeyi arkalarında bırakan) insan hariç. (onların amel defterleri kapanmayıp kendilerine sevap yazılmaya devam eder) haseney-i cariye/devam eden bir hayır, faydalı olan ilim, hayırlı evlat” o halde gelin biz arkamızdan bize hayır yazdırmaya devam edecek olan bu işe yeterince kafa yoralım.
- Ilıca vb tatil programlarımızı çocuklarımızın İslamî eğitimlerine engel olmayacak şekilde ayarlayalım. Nice aileler, tatile gitme programlarını yazın tam ortasına getirerek çocukların eğitimlerini yarıda kesmekte ve böylece birkaç yıl geri başa dönmelerine sebep olmaktadırlar. Öyle ki bazı çocuklar sonunda bıkıp Kur’an ve İslamî eğitim almaktan vazgeçebilmektedirler.
- Tatil sonrasında da çocuklarımızın öğrendiklerini tekrarlayacakları imkanları oluşturalım. Ta ki öğrendiklerini unutup gelecek yıl başa dönmesinler.
- Unutmayalım ki çocuklarımız sadece yarınlarımız değil, bugünüz, her günümüz hatta dünyamız ve ahretimizdirler. Hem dünya hem ahretimizin aydınlık olması onların yüreklerinin Kur’an ve İslam nuruyla aydınlatılmasıyla mümkün…
Buyurun karar sizin…
Muhammed Özkılınç