Muhammed Özkılınç – Eğitimci ve Yazar – muhammedozkilinc.com

Sevgililer Günü (mü)?

Her yıl 14 Şubat, sevgililer günü olarak kutlanıyor. Batı icadı bu kutlamalar ilk bakışta masumane hatta iyi niyetle icat edilmiş zannedilebilir. Dünya kadınlar günü, anneler günü, babalar günü, öğretmenler günü, engelliler günü, yaşlılar günü, çocukların doğum yıldönümleri, eşlerin karşılıklı doğum ve evlenme yıldönümleri, anne-babaların doğum ve ölüm yıldönümleri vs… yani yılın epeyce bir kısmı bu kutlamalarla geçiyor. Tabi bunun sonucunda zaman israfı, para israfı, hele hele his ve duyguların israfı ciddi boyutlardadır. Ancak kimin umurunda…

Bu günleri icat edenlerin gayeleri, iyilik, erdem ve fazilet değil elbette. Çünkü bunların bu güne kadar insanlığa hayır namına yaptıkları bir şey yok. Hep şer, ifsat ve bela… Bunların hedefleri şöyle özetlenebilir.

  • Bu hakları bir günle sınırlandırmak. Annelerin, babaların, öğretmenlerin, yaşlıların, engellilerin vs. sınıfların hukuku bir günle sınırlandırılamaz. Aksine var olan tüm haklar 365 gün 24 saat kesintisiz geçerlidir.
  • İnsanlığı tüketim çılgınlığına sürüklemek… Halkların cebinden her defasında trilyonlar aşırmak. Dilerseniz hesaplayın. Örneğin sadece sevgililer gününü dünyada iki milyar insanın kutladığını ortalama 50 dolarlık birer hediye aldıklarını düşünelim… Diğer günleri de ekleyelim. Her yıl genel olarak fakir halkların cebinden ne servetler devşirildiğini görün. Tabi bu korkunç servetlerin, kimlerin cebinden çıkıp kimlerin ceplerine girdiği malum… Bir de tüm bu hokkabazlıkların her yıl defalarca kere tekrarladığını düşünün…
  • Özellikle sevgililer günü vb. günlerde ek olarak edep, hayâ, ar, namus gibi değerlerin yok edilmesi de cabası. Aslında henüz fıtratı bozulmamış nice körpe dimağlar, o günün havasına kendilerini kaptırarak edep ve hayâdan sıyrılmanın adımlarını atıyorlar. Birkaç yıl bu günlerin dürtüsüyle flört vb. ahlaksızlığa bulaşanlar, zaman içinde bunu gayet doğal olarak karşılamaya başlıyorlar.
  • Ahlaksızlığın yayılmasında medyaya bol malzeme verilmesi ve medyanın da bunu tepe tepe kullanması… Malumdur ki bu günlerde medyanın gökte ararken yerde bulduğu birçok manzaralar oluşmaktadır. Bir de medya namus ve mukaddesatla kavgalı bir gruba aitse işte o zaman tüm dünyaya çok daha çirkin manzaralar sunulmaktadır. Tabi bu çirkinlikler, özgürlük, çağdaşlık, ilericilik vs. olarak sunulmaktadır.
  • Özellikle kadını şımartarak başta kadın olmak üzere aile ve insanlığa çok yönlü zararlar…

Bilindiği üzere şu an yaşamakta olduğumuz sosyal problemlerin hemen hepsinin temelinde ahlaki yozlaşma vardır. Ahlaki yozlaşmanın da merkezinde kadın vardır. Daha doğrusu değişik zaafları nedeniyle bu konuda alet olarak, en çok kadın kullanılmaktadır.

Twitter

               Ey kadınlar!.. Çağdaş, laik, ilerici, özgürlükçü olduğunu söyleyen çok yüzlü hokkabazların bu tuzaklarına düşmeyin. Bunların özgürlük, eşitlik vs. yaldızlı demeçlerinin batı âleminde kadını ne hale getirdiğini iyi görün. Bu gün batıda kadın; bir “cinsel obje” hatta bir şehvet ve seks kölesine dönüştürülmüştür. İnsan robot halini almıştır.

               İslam ve insanlık düşmanları her vesileyle olduğu gibi bu vesileyle de İslam’a saldırmayı da ihmal etmemektedirler. Güya İslam kadını kafes arkasına hapsediyormuş da, kadına baskı varmış da vs… bu zavallılar ya tarih boyu kadının çektiği çileleri ve İslam’ın kadını yeniden insanlığına kavuşturduğunu ya bilmiyorlar, ya da bildikleri halde İslam’a iftira atıyorlar.

               İslam öncesinde kadın alınıp satılan bir eşyadan daha değersizdi, kız çocukları aşağılık kabul edilerek diri toprağa gömülüyordu. Bu durum batıda 2-3 asır öncesine kadar aynı cahiliye zamanındaki gibi devam ediyordu. Batıda kadının insan muamelesi görmesinin üzerinden kaç yıl geçti ki? Hâlbuki İslam, çağdaş cahiliyenin “karanlık dönemler” diye lanse ettiği 1436 yıl öncesinden kadını baş tacı yapmıştır. “cennet annelerin ayakları altındadır” ne demek?

               İşte, Kur’an ve sünnetteki yüzlerce nas’tan sadece birer örnek:

“Ey iman edenler! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helâl değildir. Açık bir hayâsızlık yapmış olmaları dışında, kendilerine verdiklerinizin bir kısmını onlardan geri almak için onları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.” (Nisa 4/19) “Mü’minlerin îmân bakımından en mükemmeli, huyu en iyi olanıdır. Hayırlınız, kadınlarına karşı hayırlı olanlardır.”(Ebu Davud, Tirmizi, Riyazus salihin H no=280)

Muhammed Özkılınç

YouTube
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

uweta   © - Muhammed Özkılınç