TOKİ Faiz Yerine Vadeli Satış Yapsın
Bilindiği üzere TOKİ kurulduğu günden bu yana yüzbinlerce aileyi ev sahibi yaptı. Güzel de küçük bazı rötuşlarla işin İslam fıkhına uygun yapılması mümkün iken neden bazı yanlışlarda ısrar ediliyor. TOKİ’nin önceki uygulamalarında, taksitlerin sabit olmayışı gibi bir garabet vardı ki, bu İslam hukukuna göre alış verişi mahzurlu kılmaktadır. Öyle ki Cumhura göre böyle bir alış veriş batıl, yani yok hükmündedir. Hanefi mezhebine göreyse şartı eksik olduğundan, fasit bir alış veriştir.
Şimdiki sosyal konut uygulamasında bu mahzur kısmen giderilmiş gibi. Ancak bunun daha net ve şüphelerden arı bir şekilde yapılması pekâlâ mümkündür. TOKİ yönetiminin fıkıh uzmanı danışmanları yok mudur? Ya da bu konuda DİB Din işleri yüksek kurulundan görüş almakta mıdır?
Bu konuda diyanetin Şanlıurfa eğitim merkezinde öğretmen ve aynı zamanda hemşerim ve talebem olan Murat Padak hocamın açıklamalarını paylaşılmaya değer bulduğumdan okuyucu kardeşlerimin bilgilerine arz edeyim:
“TOKİ, niye faiz kelimesinde ısrar ediyor ve biz neden bu kelimeyi temizlemek zorunda kalıyoruz? Biz, herkesi aklamak zorunda mıyız? Faiz oranı az olunca, onu meşru göstermek için fıkhın suyunu çıkarmak zorunda mıyız? “Yok, aslında faiz dese de faiz değil, aslında enflasyon faizi, aslında maksat manadır, lafız değildir” demek zorunda mıyız? TOKİ, adı üstünde faiz diyor işte…
Peki, TOKİ bu evleri aynı fiyata, bizi de laf cambazlığı yapmak zorunda bırakmadan satamaz mıydı? Mesela faizli miktarı ile 250.000 liraya satacağı eve, bu evin 120 ay vadeli satış fiyatı şu kadar, 60 ay vadeli satış fiyatı da bu kadar deseydi, hem fıkıh açısından caiz olur, hem de istediği parayı yine alırdı. Ama şu faiz kelimesi hayatımıza, evimizle girecek. Hem de düşük faizle. Minik faizle. Tarihin en düşük faizi ile…
TOKİ şunu yapamaz mıydı? Devletin iki tane katılım bankası var. Onlar ile anlaşma yapsaydı da bizi de fetva vermede rahat ettirseydi olmaz mıydı? Faiz kelimesi bence hiçbir dönem bu kadar masum olmamıştı.
TOKİ’den bu şartlarda konut almanın faiz olup olmadığını sorgulamıyorum. Neden meşru yöntemler varken, allem edip kullem edip TOKİ’yi masum ediyoruz ki, diye soralım diyorum. Evet, TOKİ’den bu şartlarda ev almanın, cazip olduğu için caiz olduğunu söyleyenler var.
Ama benim içime sinmedi… Meşru kelimeler varken, meşru yöntemler varken gayri meşru kelimeler kullanılan bir işlem içime sinmedi… Hazreti Peygamber şöyle buyurdu: “Fetvayı bir de nefsine danış! Müftüler fetva verse de!” Not: Fetva değildir. Fetva ehlince verilir. Ehli de caiz görmektedir…”
Şimdi buradan Sayın TOKİ yetkililerine sesleniyoruz. Konutlarınız daha çok düşük gelirli vatandaşlara yöneliktir. Düşük gelirli vatandaşlar ise genelde dindar, muhafazakâr ailelerden oluşmaktadır. Dolayısıyla dini, fıkhî açıdan muhatap kitlenizi rahatlatacak adımları atmak, boynunuzun borcudur. Aksi halde bu konuda vebal alırsınız.
Özellikle sosyal konutlar projesi gibi uygulamalar, cazip olduğundan, vatandaşın rağbeti ortadadır. Ama işin içinden faiz kelimesini çıkarmazsanız, en basitiyle vatandaşı aşamalı olarak faize alıştırma sonucu da doğuracağından tehlike daha da büyümektedir.
Bir haramı haram bilerek yapmak, fasıklıktır. Ama onu hafife alma veya küçük görme gibi bir sonuca götürürse, o zaman dinden çıkma gibi büyük bir tehlike riski vardır. Bu vebalin altından ne TOKİ ne de diğer yetkililer kalkabilir. Dolayısıyla daha yol yakınken bu faiz belasından vatandaşı kurtaralım. Bu da çok zor değil sanırım. Formül şu: TOKİ konutları taksitleri ve miktarı belli bir şekilde vatandaşa vadeli olarak satacak. Taksitlerini ise anlaşmalı bir kamu katılım bankasına yatıracak. TOKİ yatırım yaparken kamu bankasından alır almaz konusu ayrı bir konu. TOKİ Bunu vatandaşla paylaşmak zorunda değildir. Sonuçta TOKİ devletin bir cebiyse, devletin bankası da diğer cebidir. Bir cebinden değerine aktardığını neden faizli kredi adıyla aktarıyor ki? Subhaneke… Bihamdike… Esteğfiruke…
Muhammed Özkılınç