Muhammed Özkılınç – Eğitimci ve Yazar – muhammedozkilinc.com

Veyl Olsun MAÛNU Men Edenlere

Suriye’deki son hadiseler değil iman, zerre kadar insanlıktan nasibi olan her kesi derinden etkiledi. Harap olan şehirler, köyler, kasabalar… Resmi rakamlara göre yaşlı genç kadın çocuk ayırmaksızın 150.000 şehitten bahsediliyor ki gerçek rakam bunun en az 4-5 katıdır. Yedi milyon insanın mülteci konumuna düştüğü söyleniyor.  Geri kalanlar da muhasara altında büyük bir kısmına gıda ve ilaç ulaşmasına müsaade edilmiyor. Açlık, varil bombaları vs. kitlesel öldürme metotlarıyla yavaş yavaş öldürülmeyi bekliyorlar.

Dört bir yandan ölümün ve ölümden bin beter düşmanın kuşattığı bu mazlumlara biraz olsun yardım ulaştırmaya çalışan Türkiye hükümeti ve gönüllü kuruluşları var. Diğer İslam ülkelerinden şahsi ve kısmi yardımlar olsa da yeterli değil.

Ayrıca Ümmet topraklarının büyük bir kısmı hakikaten veya hükmen işgal altındadır. Fiziki işgal altında olmayan bölgeler de haraca bağlanmış, idareleri kuşatılıp kontrol altına alınmıştır. Dolayısıyla İslam ümmetinin toprakları büyük oranda ya fiili veya hükmi olarak işgal edilmiş durumdadır. Böylesi bir durumda cihad ümmete fert fert farzul ayn olur ki, şuan hemen hepimiz böyle büyük bir veballe karşı karşıyayız. Elbette şer’î bir mazereti sebebiyle cihada katılamayanlar, elbette mazurdurlar.

Twitter

Manzaraya bakılırsa, tüm İslam düşmanları (Şia da dâhil) Ümmete karşı birleşmiş ve topyekûn saldırıya geçmiş durumdadırlar. Başta açlık ve işkence olmak üzere ateşli-ateşsiz her tür silahı hiç çekinmeden kullanmaktadırlar.

Şimdi durum buyken İslami cemaat olma iddiasında olan bir hareketin, Suriye gibi çevresinde bulunan her Müslümana cihadı farzul ayn kılan bir bölgeye giden yardım konvoylarını taciz ederek oraya yardım akışını engelleme girişimlerinin hükmünü hiç düşünüyorlar mı? Dört mezhebin fıkıh kitaplarını açıp baksınlar. Her vesileyle bu mazlumlara yardım etmek gücü yeten her Müslümana farz mı değil mi?

İşte fakihlerin ifadeleri ve naslardan birkaç örnek:

Âlimlerin ekserisi: “Cihad, her halde, farzdır: Düşmanın saldırmasından önce, farz-ı kifâye; saldırmasından sonra ise, farz-ı ayındır.” demişlerdir. Sahih olan kavil de budur. (Feteva-i Hindiyye, Feteva-i Alemgiriyye, Akçağ Yayınları: 4/137-138)

“Cihad farz-ı kifa-yedir; yani düşmanlara karşı savaşan Müslümanların gücü yeterliyse, diğer Müslümanlar üzerinden Cihat’ın farziyeti düşer. Bilindiği üzere dinî hükümleri ikame etmek, dinde şüpheleri bertaraf etmek, sıkıntı ve müşkülatları ortadan kaldırmak, emr-i bi’1-maruf ve nehy-i an’il-münker yapmak, dinî ilimleri neşretmek farz-ı kifayedir. Ancak cihadın beşinci çeşidi -ki nefir-i amm denir- farz-ı ayn’dır; yani bir Müslüman memleketi istilaya uğradığı zaman bütün Müslümanların -gerekirse kadınların da- seferber olmaları farz-ı ayn’dır.” (büyük şafii ilmihali darul kitab)

“Cihad, Müslümanların bütün fertlerine farz değildir. O ancak bazılarının yerine getireceği ve düşmanlarım defedecekleri bir farz-ı kifâyedir. Böylece ihtiyaç yerine getirilir ve farz olma diğerlerinden düşer. Düşman, Müslümanların bulunduğu bir yere veya şehre gel­diği zaman, bu belde halkının tümüne, düşmanlarla savaşmaya çıkmak vacip olur. Topluca onlara karşı toplanmanın dışında düş­manları defetmek mümkün olmadığı zaman, hiç kimseye savaşa katılmamak helâl olmaz. (fıkhu-s Sünne Seyyid Sabık)

Ayrıca bir çok İslam alimi, herhangi bir Müslüman kadın düşman tarafından esir alınırsa, düşman karargahına henüz ulaştırılmadan kurtarılması da Müslümanlar üzerine farzu-l ayndır. On binlerce bayanın “Birleşmiş Milletlere” ırza tesaddi sebebiyle başvurdukları da basına yansıdı.

İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. (Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56)

Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter. (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58)

Müslümanların dertleriyle dertlenmeyenler, o Müslümanlardan değildir. (Hakim) “Vay hâline o namaz kılanların ki, onlar namazlarından gafildirler. Onlar ki, gösteriş yaparlar. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.” (Maun 107/5-8) değerlendirmeyi takdirlerinize bırakıyorum.

Muhammed Özkılınç

YouTube
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

webnorya ✔ © - Muhammed Özkılınç