Zamanlar ve Mekanlar Üstü Bir Silah DUA 2
Şunu unutmayalım ki tüm silahların menzili sınırlıdır. Binlerce km menzilli füzeler, roketler, top, tank vs. hepsinin belli bir sınırı var. Ancak dua’nın sınırı yok. Dünyanın bir yanından diğer yanına istediğiniz kadar dua cephanesi gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz nokta ne kadar uzak olursa olsun dualarınızın oralara ulaştığından asla şüphe etmeyin.
Mısır, Suriye, yemen, Tunus, Libya, Filistin, Çeçenistan, Afganistan, Irak, Keşmir, Sudan, Somali, veya başka herhangi bir yer fark etmez. Yeter ki yüreğimizin derinliklerinden gelen duygularla, şuur ve idrakle Allah (cc) ın rahmet kapısına dayanalım ve ihlasla isteyelim.
Dua:
- Ulûhiyet ve kulluk tescilidir.
- İbadetin ta kendisidir.
- İbadetin özüdür.
- Mü’min’in silahıdır.
- Ruh boşluğunun telafisi, yürek yaralarının ilacıdır.
- Allah (cc) tan mü’min kullarına açılan sınırsız rahmet kapısıdır.
- Günahların affı.
- Maddi manevi bereket vesilesi…
- Hastaların ve hastalıkların şifa kaynağı…
- Dert, keder ve darlıklardan kurtulup selamete kavuşma fırsatı.
- Mazlum, mağdur ve kimsesizlerin sığınağıdır.
- Rabbimizle irtibata geçmenin en kestirme yoludur.
Bazı ayet ve hadisler:
“Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin” [Furkân sûresi (25/77]
“Dua ibadetin ta kendisidir.” (Riyazus salihin H no= 1468)
“Yeryüzünde bir Müslüman Allah’tan bir şey dilerse, günah bir şeyi istemediği veya akrabası ile ilgisini kesmeyi arzu etmediği sürece Allah onun dileğini mutlaka yerine getirir veya ona vereceği şey kadar bir kötülüğü kendisinden giderir.”
Orada bulunanlardan biri:
– O takdirde biz Allah’tan çok şey isteriz, deyince, Resûl-i Ekrem (sav):
– “Allah’ın lutfu dilediğiniz şeylerden daha çoktur” buyurdu. (Riyazus salihin H no=1504, Tirmizî, Daavât 115)
– “Bir kul günah olan veya akrabası ile darılmasına yol açan bir şeyi dilemedikçe yahut acele etmedikçe duası kabul olunur.”
– Yâ Resûlallah! Acele etmek nasıl olur? diye sorulunca da şöyle buyurdu:
– “Nice defalar hep dua ettim de Rabbimin duamı kabul etmedi, der. Duasının hemen kabul edilmemesi sebebiyle bıkar ve duayı bırakır.” (Riyazus salihin H no=150, Müslim, Zikir 92)
Şimdi soralım vicdanlara; firavun ordularını denizde boğan adili mutlak, bu asrın firavni güçlerini helak edemez mi? Nemrut ordularını sivrisineklerle, Ebrehe ordularını ebabil kuşlarıyla helak eden kadiri mutlak bu asrın zalimlerini cezalandıramaz mı?…
Bunca kan, gözyaşı, feryad-u figan berheba mı olacak?.. Bunca yetim kalmış yavrular, dul ve kimsesiz kalmış analar, katledilen milyon milyon kadın, erkek, çocuk, genç, ihtiyar mazlumların hukuku ne olacak?..
Batılılar ayağı sakatlanan finolarına özel tekerlek ayaklar geliştiriyorlar, okyanuslarda yaralanan bazı balıklar, sokak köpekleri vb bazı hayvanlar için dünyayı ayağa kaldırıyorlar da, Mısırda, Suriye de olan biteni neden görmüyorlar. Adeviye katliamını, kimyasal silahlar da dahil her tür katliam silahlarıyla yüzbinlerce insanın canına kıyılmasını neden körler. İslam aleminin daha nice coğrafyalarında savaş mağduru kör, kolsuz, bacaksız yüreği ise paramparça edilen milyonlarca mazlumun ahı onca mazlumun bedduaları yerde mi kalacak?…
Hayır… hayır… Allah (cc) adili mutlaktır… intikam sahibidir…
Şu hadisi şerif tüm zalimlerin kulağına küpe olsun. “mazlumun bedduasında korkun. Zira onunla Allah (cc) arasında perde yoktur.”
Şu halde bizler de Mısır, Suriye, Filistin Arakan vs yerlerdeki mazlumlar için sadece kavli dualarla yetinmeyip fiilen de onlar için bir şeyler yapmaya çalışmalıyız. Ne yapalım?
- Yürekten dua edelim.
- Elimizden geldiğince maddi yardımda bulunalım.
- Yahudi mallarını boykot edelim. Boykotu sürekli canlı tutalım.
- Sesimizi duyuracak gösteri, miting, yürüyüş, basın açıklamaları, panel vb etkinlikler düzenleyelim ve bu etkinliklere yoğun olarak katılalım.
- Bu konuda Kamuoyu oluşturalım ve medyanın çarpıtmalarına karşı insanları uyaralım. Özellikle sosyal medyanın akla karayı karıştıran kalleş tavırlarını deşifre edelim.
- İdarecilerimize, boş durmayıp bir şeyler yapmaları için seslerimizi duyuralım.
Ama bilelim ki asıl yapmamız gereken, her birimizin bulunduğumuz yerlerde İslami çalışmalara daha çok ağırlık vermemiz. Zira İslami bilince sahip, cihad ruhu ve şehadet aşkıyla yoğrulan insanlar çoğaldıkça kafir ve zalimlerin çemberi daralacak ve gün gelecek mazlumların karşısına çıkamayacaklardır. Adeviyye meydanlarını dolduran milyonlar her coğrafyada aynı fedakârlıkla direnişe durduklarında, ümmet özgürlüğün şafağına uyanacaktır inşallah.Sübhaneke… Bihamdike… Vesteğfiruke…
Muhammed Özkılınç